Bu günlerde dikkatimizi yoğun bir biçimde "Yapay Zekâ" güzellemeleri çekiyor. Hız,
kolaylık, tasarruf, güvenlik, güvenilirlik, hatasızlık, kesinlik gibi kilit
kelimeler ile bu işin insanlara sunumu harika bir biçimde yapılıyor. Bu konuda
yazdığımız bir yazı sonrasında İnternet ortamında bir gazetede röportaj
formatında bir reklam yazısına denk geldik. Bu yazıyı büyük bir merakla ve
büyüdükçe büyüyen sorular ile okuduk. Soruların çıktığı noktalara işaret koyup,
yapabildiğimiz kadar soruları peşinen altlarına ekledik.
Peki diye başlayan bu sorular çoğaldıkça çoğaldı
ve ayrı bir yazı olacak büyüklüğe vardı. Hem, sorular ile birlikte ilgili yazıyı
burada paylaşmayı hemde sorular yazısını ayrı bir sayfada paylaşmayı işe yarar
bularak planlamayı bu biçimde yaptık. Aşağıda okuduğumuz yazıda, oluşan soruların
ayrı bir yazıya dönüşmüş hali bulunacaktır. Yazının en altında ise bu sorulara
yol açan açıklamalar yer almaktadır. İyi okumalar dileriz.
Yetenekleri
artan Yapay Zeka, işleri hızlanan işverenler, kesin kararlar alan her ikisi!
Yetenekleri gerileyen insanlık, hıza kurban giden insanlık, kesin kararlara maruz kalan insanlık!
Bu gelişmelerin nereye varacağını kestirmek istersek nasıl bir sonuca varabiliriz? Bu kadar kısa bir yaşam sürecinde başa çıkılamayan bu hız, yetenekleri azalan insanlık ve geri dönüşü olmayan kararlar neticesinde insan, hangi ara yaşamın keyfine varacak, insan olmanın tadını çıkaracak?
Yetenekleri gerileyen insanlık, hıza kurban giden insanlık, kesin kararlara maruz kalan insanlık!
Bu gelişmelerin nereye varacağını kestirmek istersek nasıl bir sonuca varabiliriz? Bu kadar kısa bir yaşam sürecinde başa çıkılamayan bu hız, yetenekleri azalan insanlık ve geri dönüşü olmayan kararlar neticesinde insan, hangi ara yaşamın keyfine varacak, insan olmanın tadını çıkaracak?
Daha
verimli ve daha güvenli bir hayat sürebiliyoruz iddiasının gerçek hayattaki
karşılığı nedir? Her tarafı güvenlik duvarları, kameralar, şifreler vd ile
örülü bir hapishane mi; Yoksa güvenli, özgür, rahat, keyifli açık şehirler,
açık evler, açık dükkânlar mı? Binlerce kilidin, binlerce şifrenin, binlerce
aracın, binlerce şüphenin tutsağı insanlık mı? Birbirine güvenen, kilide,
şifreye ihtiyaç duymayan bir insanlık mı?
Kolaylık denilenler hayatı daha da zorlaştırıyor mu? Güvenlik denilenler hayatı daha da tehlikeli bir hale mi getiriyor? Niye kendimizi, toplumumuzu, yaşamlarımızı güvensiz addedip bunu cihazlar üzerinden kendi gardiyanımızı, kendi hapishanemizi, kendi güvensizliğimizi yaratıp üstüne üstlük birde buna para verip, buna mahkûm bir düzen kurmaya çabalıyoruz ki? Neden birbirimize güveni tesis edip, kendimizi bu cendereden, bu yabancılaşmadan, bu tutsaklıktan alıkoymuyoruz?
Kolaylık denilenler hayatı daha da zorlaştırıyor mu? Güvenlik denilenler hayatı daha da tehlikeli bir hale mi getiriyor? Niye kendimizi, toplumumuzu, yaşamlarımızı güvensiz addedip bunu cihazlar üzerinden kendi gardiyanımızı, kendi hapishanemizi, kendi güvensizliğimizi yaratıp üstüne üstlük birde buna para verip, buna mahkûm bir düzen kurmaya çabalıyoruz ki? Neden birbirimize güveni tesis edip, kendimizi bu cendereden, bu yabancılaşmadan, bu tutsaklıktan alıkoymuyoruz?