Türkiye,
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından iki sene önce gündeme
getirilen ve zaman ilerledikçe hem heyecan hem merak konusu olan Türkiye'nin
otomobili ile geçtiğimiz yılın aralık ayında tanıştı.
Şimdilik
“Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu”nun baş harflerinden oluşan TOGG logosu
ile lansmanı yapılan Türkiye'nin otomobili, SUV ve sedan modelleriyle üretilip
dünyaya tanıtıldı. Ancak her iki aracın ortak özelliği elektrikli olması.
Gebze’de
“Bilişim Vadisi”nin resmî açılış töreninin yapılacağı ve otomobilin
tanıtılacağı “Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu Yeniliğe Yolculuk Buluşması”
programında “Elektrikli olarak üreterek geçmişin veya bugünün değil, doğrudan
geleceğin teknolojisine uzanıyoruz.” sözleriyle başlangıç noktasına işaret eden
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, tasarımıyla, bataryasıyla, şarj istasyonlarıyla bu
otomobil projesiyle Türkiye’yi geleceğin dünyasına hazırladıklarını kaydetti ve
hedefi netleştirdi:
“Türkiye daha en başından elektrikli otomobil
alanına girerek herkesten bir değil, birkaç adım birden öne geçiyor. Bu
otomobili sadece kendi ihtiyaçlarımız için üretmiyoruz. Biz küresel bir marka
peşindeyiz. Avrupa gibi yakın pazarlardan başlayarak tüm dünyada bu otomobili
yollarda gördüğümüz gün hedefimize ulaşmış olacağız. Üretim ve ihracat
stratejimizi buna göre belirliyoruz.
Yapay
zekâ her alanda olduğu gibi otomobillerde de giderek öne çıkıyor. Sanayimizi
tüm unsurlarıyla bir sonraki çağa şimdiden hazırlamak istiyoruz. ‘Türkiye’nin
Otomobili’ projesindeki teknoloji birikimimiz diğer pek çok sektörün de önünü
açacak, aynı zamanda ateşleyicisi olacaktır. Bunun için hata yapma lüksümüz
yoktur. Kuralları koyan biz olduktan sonra bu çalışmada kimlerden destek
aldığımızın, kimleri çalıştırdığımızın da bir önemi kalmıyor.”
Profesyonel
bir ekip ve 100’ün üzerinde Türk mühendisin çabalarıyla mucize sayılabilecek 18
aylık sürecin ardından, 27 Aralık 2019’da biri SUV, diğeri sedan sınıfından iki
elektrikli ön gösterim aracı tanıtıldı. Özellikle SUV, fuarlarda sergilenen ve
genelde sadece dış kabuktan oluşan tasarımların çok ötesinde. Karşımızda yolda
ilerleyen, kabini tamamlanmış bir otomobil var.
Geleceği
düşünen elektrikli motorun popülaritesi katlanarak artan SUV sınıfıyla
buluşmasına karşı koymak güç. Hedefler de en az modeller kadar etkileyici; SUV
ve sedanı 15 yıl içinde üç elektrikli modelin daha takip edeceği belirtiliyor.
Hayali gerçeğe dönüştürmeye hazırlanan Türkiye’nin otomobili 20 bin kişiye
istihdam ve gayrisafi millî hasılaya 50 milyar dolar katkı anlamına da geldiği
için ayrıca önemli.
Doğuştan Elektrikli
İsterseniz
biraz da temeli bu yılın ilk yarısında Gemlik’te atılacak fabrikadaki banttan
2022 sonuna doğru inmesi planlanan elektrikli SUV modeline göz atalım.
Türk
tüketicisinin beklentileri gözetilirken, dünya pazarlarında da söz sahibi
olabilmesi için her detayın üzerinde titizlikle durulan modelin görsel açıdan
fark yaratması gerekiyordu. Türk mühendislerin geliştirdiği şasiyi giydirmek
için, alanında zirve kabul edilen ve Peugeot’dan Ferrari’ye birçok markanın
modellerine hayat veren Pininfarina’yla iş birliğine gidildi. Türkiye’nin
otomobili için, günümüzde birçok markanın yaptığı gibi, şansa bırakmamak ve
başarıyı garantilemek adına ünlü bir tasarım şirketiyle çalışıldı.
Sektörde,
alışılagelmişin aksine doğuştan elektrikli bir model olan yeni SUV birçok ilki
bünyesinde barındırıyor. Ayrıca yer aldığı C sınıfındaki en uzun aks mesafesi,
geniş iç hacmi, diz mesafesi, iyi hızlanma değerleri ve en düşük toplam sahip
olma maliyetiyle dikkat çekiyor.
Güçlü
ve dinamik bir duruş sergileyen modelin kabini günümüzün olmazsa olmazı dijital
ekranlarla donatılmış. Gösterge paneli ve yolcunun kişisel kullanımı için
tasarlanan ekranlara, bilgi eğlence sistemiyle klima ve müzik sisteminin
kontrollerinin gerçekleştirildiği ekranları eklediğimizde sayı dörde ulaşıyor.
Ön panelin ekranlarla kaplı olması, yeni modelin gelecekten gelmiş gibi
görünmesini sağlıyor. Yan aynaların yerini alan kameralardan elde edilen
görüntünün aktarıldığı ekranlar da bunu destekleyen bir detay.
Kullanıcılar
otomobillerinde, 200 beygir gücündeki elektrik motorundan bir veya iki adet yer
almasını talep edebilecek. Tekli seçenekte, arka aksa konumlandırılan motor
SUV’u arkadan itişli yaparken, gücün 400 beygire ulaştığı ikili seçenekte ön ve
arka aksta yer alan motorlar sayesinde dört çekere dönüştürecek. Tek motorlu
arkadan itişli versiyon 0-100 km/s hızlanmasını 7,6 saniyede, iki motorlu dört
çekerli olanıysa 4,8 saniye gibi etkileyici bir sürede tamamlayacak. Her iki
seçenekte de maksimum hız 180 km/s.
Kullanıcılar
motorları besleyen ve 300 ila 500 kilometrenin üzerinde menzil sunması
planlanan iki pil grubu arasında seçim yapabilecek. Hızlı şarj kullanıldığında
30 dakikada yüzde 80 doluluk seviyesine ulaşacağı belirtilen piller için sekiz
yıl garanti sunulacak. Garanti süresi ve yaygınlaşacak şarj istasyonları
sayesinde elektrikli otomobilin getirebileceği endişeler de giderilmiş olacak.
Özel Asistanınız
Yanınızda
Otomobillerde
elektrikli camların, klimanın lüks opsiyonlar olduğu günler geride kaldı.
Artık, Türkiye’nin otomobilinde olduğu gibi, farklı bir cihaza ihtiyaç duymadan
internete bağlanan ve akıllı ev sistemleriyle iletişime geçerek komutlarınızı
yerine getiren bir asistana sahip olacaksınız. Türk mühendisler tarafından
geliştirilen ve ilk kez bu modellerde kullanılacak olan “Holografik Asistan”
teknolojisi sayesinde sürücü gerek duyduğu bilgilere gözünü yoldan ayırmadan,
üç boyutlu görüntü yardımıyla ulaşabilecek.
Şehir
içi trafik pilotu özelliğini de içeren gelişmiş sürücü destek sistemleri
sayesinde otonom sürüş (Seviye 2+) imkânı sunacak yeni modelde, dönüşüme uygun
altyapı sayesinde, zamanı geldiğinde bir üst seviye otonom (Seviye 3) sürüşe
geçiş yapılabilecek.
Yeni
modellerle ilgili heyecan verici gelişmeleri önümüzdeki dönemde marka ve model
isimleri konusundaki açıklamalar takip edecek. Anlaşılacağı üzere, ilk
otomobilin banttan ineceği güne kadar heyecan dolu iki yıl bizi bekliyor.
Türkiye’de
üretim yapan otomobil fabrikalarının farklı dönemlerde dünya genelinde “en iyi”
seçildiklerini biliyoruz. Yan sanayi iç pazara hitap ettiği kadar önemli
miktarda da ihracat gerçekleştiriyor. Sektörde ulaşılan standartlar
düşünüldüğünde Türkiye’nin kendi otomobilini üretebilmesi için hiçbir engel
olmadığı ortaya çıkıyor. Geriye, hayalin gerçeğe dönüşeceği bu sürecin
tamamlanması için gün saymak kalıyor. Bir Türk sözüdür: Sayılı gün çabuk geçer!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
iyi ve güzel...