“Biz küçük yaşlarda İngilizce’yi öğrendik ve bize bu dilde Afrikalıların ve Afrika’nın fakir olduğunu öğrettiler. Şimdiyse Afrika’nın aslında zengin bir yer olduğunu öğrendim ve bunu Türkçe’de öğrendim.” Cemil, Türkiye Burslusu olarak Uganda’dan ülkemize gelen öğrencilerden sadece biri.
Onun için Türkiye’ye gelmek hayallerinin gerçeğe dönüşmesi demekti. Türkiye, onu III. Uluslararası Öğrenciler Mezuniyet Töreni’nde gösterilen filmle tanıdı. Cemil’in Türkiye Bursları ile tanışma hikâyesi büyük ilgi uyandırdı. Yaşanmış bir olaydan uyarlanan film, kısa zamanda yayıldı. Filmin sonunda ise güzel bir sürpriz vardı.
Cemil ailesiyle birlikte Uganda’nın fakir bir köyünde yaşıyor ve maddi imkânsızlıklardan dolayı üniversiteye gidemiyordu. Ancak bir gün Cemil'in Uganda’nın başkenti Kampala’daki Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği binasının duvarında gördüğü Türkiye Bursları ilanı onun hayatını değiştirecekti.
“ Benim adım Jamil Mwanja 20 yaşındayım. Annem terzi, babam oduncu ve yedi kardeşiz. Uganda’nın Jinja şehrinde Vantunda köyünde yaşıyordum. Liseyi bitirdikten sonra en büyük hayalim üniversite okumaktı. Ama bu yaşadığım yerde neredeyse imkânsızdı, çünkü yaşadığımız yer çok fakir bir yer burada her şey çok zor.” Bütün bu zorluklara rağmen bu güzel hikâyenin de bu imkânsız günlerde başladığını söylüyor Cemil.
Üniversiteye gidemeyince köydeki çocuklara okuma yazma öğretmeye başlıyor. Bu amaçla çocuklara defter ve kitap almak için gittiği Kampala’da Türkiye Bursları ilanını görüyor. Cemil bu heyecanını şöyle anlatıyor: “Birden içimi müthiş bir heyecan kapladı, hemen ilandaki e-postayı elime yazdım ve bir internet kafeye koştum. Başvurumu yazıp telefon numaramı bıraktım. Türkiye’ye gitmek için bol bol dua ettim Allah’a. Allah’ım bana bir baksana Türkiye’ye gitmek istiyorum ya. Çok çok, yani her zaman, her namaz bittikten sonra dua ediyordum.
”Cemil’in duaları kabul olmuş, Türkiye Bursları mülakatlarına çağrılmıştı. Mülakat güzel geçmişti. Ama bursu kazanıp kazanmadığını bilmiyordu. Bunun için bir elektronik posta atılacağı söylenmişti. Ancak küçük bir sorun vardı. “Yaşadığım yerde internetim yoktu, internetin olduğu en yakın yer saatlerce uzaktaydı. Bu problemi kesinlikle çözmem gerekiyordu, çünkü bu hayatımın en önemli fırsatıydı. Her hafta sonu maillerimi kontrol etmek için şehre gitmek zorundaydım, ilk yolculuğumu yürüyerek yaptım ve tam 6 saat sürdü.