Başarı, gelişim, yenilik ve ilerlemem sabırla, inançla ve sürekliliği olan çaba ile gelir. Ne yazık ki tez canlı olmamızdan veya kökleri yakın geçmiş zamanlara dayanan güven kaybımız ve sürekli olarak bilinçaltımıza gönderilen olumsuz mesajlardan ötürü bu konularda olumlu bir karneye sahip değiliz.
Motivasyonumuzu, sürekliliğimizi ve aşama aşama yol alma konusundaki sebatımızı kendi kendimize köreltmekte ve bu yolda olanlara köstek olmaktayız. Bilinçli veya bilinçsiz olsun bu, bizlerin ayak bağı olan bir engelimiz, bir geri çekenimiz olarak bizleri arzulanan başarılardan uzak tutmaktadır.
Bu konuda yaşanmış en güzel örneklerden biride havacılık alanında yaptıklarımızdır. Yıllar içinde kademe kademe ilerleme sağlayıp, bugünlerde dünyanın önde gelen bir sektörüne sahip olmak varken, güvensizlik, vizyonsuzluk, gayrı ciddilik ve kolaycılık ile bu fırsatı kaçırmışız.
Günümüzde çok geç kaldığımız bu alanda gururlandığımız ve geleceğe daha bir umutla ve öz güvenle baktığımız projeler bir bir hayata geçmekte veya planlanmakta. Ne yazık ki yine benzer zihniyetler bu çabaları engellemeye ve çabaları sonlandırmayı tüm gücü ile çalışarak başarmayı denemektedir. Çok şükür ki bu çabalardan daha az etkilenir ve hedefe doğru yılmadan daha bir yılmaz gayeler ile devam etmekteyiz.
Bu girişi yapmamıza neden olan ilk eğitim uçuş uçağımız olan HURKUŞ ile onun ismine kaynaklık eden Vecihi Hürkuş isimli kahraman havacımızın hikâyesi oldu. Aşağıda onun ilham veren ve takdirle andığımız inanılmaz yaşamı ve yaptıkları sizlerin ilgisini bekliyor. İyi okumalar.
6 Ocak 1896 tarihinde İstanbul'da doğdu. I. Dünya Savaşı'na katıldı. Yaralanınca İstanbul'a dönerek Yeşilköy'deki Tayyare Mektebi'ne girerek Pilot Astsubay olarak mezun oldu. Birinci Dünya savaşı sırasında pilot brövesi alarak 7. Tayyare Bölüğü'nde Ruslara karşı harekâta katılan Vecihi Bey başarılı keşif ve bombardıman uçuşları yapmış ve bu arada girdiği bir hava muharebesinde bir Rus uçağını indirmiştir. Vecihi Hürkuş, uçak düşüren ilk Türk tayyarecidir.[1]Daha sonra Ruslara esir düşen Vecihi Bey Hazar Denizinde bulunan Nargin Adasından yüzerek İran üzerinden kaçmayı başarmış ve yurda dönerek 1918 yılı yaz başında Yeşilköy'de konuşlanmış bulunan 9. Harp Tayyare Bölüğü'nde görev almıştır.