Blogumuzun açılma nedenlerinin en
önemlisi yaşamımıza iyi ve güzel olan şeyleri katabilmek adına bir şeyler
yapabilmekti. Etrafımızı saran her türlü olumsuz, kötü, karamsar v.b bilgi,
haber v.b iletimlere bir tepkiydi bu. Bize göre hayat çok değerli bir hazine ve
bu hazine zaman tarafından duraksamasızın harcanmakta. Biz bu hazineyi
üzülerek, kızarak, kavga ederek, ümitsizliklere kapılarak değil de, mutlulukla,
sevgi ile ve büyük bir keyif ile harcamalıyız
Hayatımızın akışında farkına
varamadığımız o kadar güzel anlar kaçıp gitmekte iken bizler zamanda hiç bir
değeri olmayan hislerimize, kibirlerimize, hırslarımıza kapılıp gitmekteyiz.
Farkına varamadığımız pek çok konuda
Google'ın doodleları bize çok hoş hatırlatmalar yapıyor. Bunlardan biride Jorge
Luis Borges oldu. Belki pek çoğumuz bu yazar ve eserleri hakkında bilgi
sahibidir. Ancak bizim gibi bu önemli değerleri ıskalamışlarımız da mutlaka
vardır. Aşağıda Borges'in tamda bizim anlatmak isteğimizi şeyleri şiirleştirmiş
ve geriye dönük bir pişmanlık duyurusu olan "Anlar" şiiri ile
kendisini saygı ile anıyoruz ve Google'a da teşekkürlerimizi sunuyoruz.
iyiturks
ANLAR
Eğer, yeniden başlayabilseydim
yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata
yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz,
sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde
olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı
asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha
fazla.
Daha çok güneş doğuşu
izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha
çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim birçok yere
giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve
daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali
olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve
verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer,
yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam
budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı
yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre,
su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım
ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer,
hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden
başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır
atardım.
Ve sonbahar bitene kadar
yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder,
güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım
olsaydı eğer.
Ama işte 85'indeyim ve
biliyorum...
Ölüyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
iyi ve güzel...