Uzun zamandır yazmak istediğimiz konulardan biri THY. Her ay düzenli takip etmeye çalıştığımız ve zaman zaman bloğumuzda da yer verdiğimiz Skylife gibi başarılı bir dergisi için bile ayrı bir takdiri hak eden kurumumuz, öncesinde daha önemli ve güç işleri başarabilmenin yüksek takdirini ve onurunu hak ediyor.
Çok zor bir iş kolu olan ve rekabetin üst seviyede olduğu havacılık alanında rüştünü dünya sahnesinde ispatlayan ve bu sektördeki en önemli, en başarılı ve en fazla gelişim gösteren firmalardan biri olmayı başaran THY bizlere tadına doyum olmayan gurur dolu zamanlar yaşatmaktadır.
Başta ekonomik olarak sağlam temellere dayanan kurum, genişlemesinde kurulan organizasyonun sağlıklı yapılanması, hayranlık veren iletişim politikası ve sürekli ilerleyen kalite politikaları ile dünyaca gıpta edilen bir kurum ve çok değerli bir marka haline gelmiştir.
Bunda temel paye yöneticilerinde, çalışanlarında ve bu sisteme dışarıdan olumsuz etkilerde bulunmayan siyasi otoritededir. Bir kamu kurumunda her ne kadar başarılı yöneticiler, çalışanlar olsa da sonuçta emri altında bulunulan siyasilerin etkileri genel gidişatı çok ciddi bir biçimde etkiler. Bunu geçmiş pek çok örnekte açıkça görmek mümkündür.
Organizasyonun büyümesi, ekonomik yapının güçlü olması ve sürekli bir büyüme maratonu içinde olunulması reklamlar, sponsorluklar ve medya araçlarının başarılı olarak kullanılması ile taçlanmış ve dünyaca bilinen ve beğenilen bir marka olunulmuştur.
Gerek uluslar arası müşteri memnuniyet anketlerinde, gerek dünyada en fazla noktaya uçan havayolu olmada gerekse dünyaca izlenilen spor, sanat gibi faaliyetlerde öne çıkan markalardan olma gibi alenen şeyler bu başarıyı açıkça bizlere göstermektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
iyi ve güzel...