Ceteris Paribus! Ama Dünya Dönüyor!

En büyük yanılgılarımızdan biri kitaplarda yazılı olanları olduğu gibi kabullenmemizdir. Despot, tartışmasız bilim anlayışı bize sunulan bilgileri sorgulamadan kabullenmemizi ve dogmatik bir biçimde içselleştirmemizi emrediyor.

Teoriler, öneriler, yaklaşımlar, kalıplar, okullar, ekoller değişmezmiş, yanılmazmış sabit doğrularmış gibi sunuluyor ve kabul ettiriliyor.

Hâlbuki dünya döndükçe (bu bile o tarz bir kabuldür; Kim bilir belki gün gelir duracak, dönmeyecek veya bildirildiği üzere tersten dönecek) her şeyin değişme, yanılma veya farklı biçimlerde sonuçlanma ihtimali mevcut.

Dünyanın farklı yerlerinde ki eğitim sistemlerini tecrübe etmediğimizden yorumumuzu kendi ülkemizle ilgili tutarak şunu dile getirmek isteri ki; Ülkemiz eğitim sistemi önceden programlanmış, sorgulamayan, geliştirmeyen, iyileştirmeyen ve doğrulara farklı açılardan götürmeyen ezbere dayalı kör ve sağır bir sistemdir.

Bizlere öncelikle “Görme! Duyma! Sorma! Verileni olduğu gibi kabul et!” diyen bir sistem var. Bunun dışına çıkan/çıkmaya çalışan her kim varsa büyük mücadeleleri, eleştirileri ve dışlanma tehlikesini göze almak zorunda. En başta kocaman ve belirgin bir biçimde “sorunlu” damgası alnında bir yük olarak hediye edilir.

Bu konu uzun ve çetrefilli. Kıssadan bu alana girmemizin nedeni yazmayı düşündüğümüz bir konuda, yaptığımız araştırmada gördüğümüz konu ile  ilgili saçma kalıplaşmış materyaller oldu.

Lider” konulu bir araştırmada hemen hemen tüm başlıklar “Lider – Yönetici” karşılaştırmasına çıkarken; Bu noktada incelediğimiz tüm basmakalıp materyallerde “Lider- Yönetici” karşılaştırmalarında biri iyi, biri kötü olarak sunuluyor. Sanki böyle olmak zorunda.

Hâlbuki ne inceliyorsak, neyi değerlendiriyorsak kendi içinde, kendi sisteminde ve etki alanında, her yönü ile değerlendirmeliyiz. Birini yükseltirken birini düşürmemeliyiz.

Olması gereken önemlidir. İhtiyaç önemlidir. Kriterler önemlidir. Doğru olan önemlidir. Niyet önemlidir. Sonuç önemlidir. Yol önemlidir. Huy önemlidir. Etki önemlidir. Tepki önemlidir. Bir olmak önemlidir. Ahlak önemlidir. İnanç önemlidir. Geçmiş önemlidir. Bugün önemlidir. Gelecek önemlidir. Ve daha onlarca birbirine etki eden, tepki veren sistemi oluşturan parçalar….

İktisattaki saçmalık gibi bir şeyleri sabit varsayarak bir şeylerdeki değişmeyi, hareketi anlamlı ve doğru biçimde değerlendiremeyiz. Her şey kendi içinde ayrı ve birbirine etki ederek bir sistem içinde hareket eder, değişir, tepki verir, etki eder.

Sistem birden fazla aktörlerin bir arada olması ile var olur. Sistemin başarısı, uyumu tüm aktörlerin başarısı ve uyumudur. Birinin iyi olması diğerini kötü yapmaz; Birinin iyi olması diğerini iyi de yapmaz. Tüm aktörler kendi içinde vazifelerini layığı ile yapmalı ve sistemin bütünü ile görev kapsamında uyumlu hareket etmelidir.

Aktörler kendi yükümlülüklerini yerine getirirken ne diğerlerine yük olmalı, ne onların işleyişini bozmalı, ne de onların alanına girmemelidirler. Aktörler kendi içlerinde en iyi performansı gösterirken sistemin geneline uygun sorumluluk ve yük alıp, HEP BİRLİKTE AHENKLİ olmalıdırlar.

Aslolan bizlere dikte edilen “Lider – Yönetici” kalıbında olduğu gibi değil; Liderinde, Yöneticinin de görevleri, yetkileri ve sorumlulukları dahilinde bulundukları sistemin başarısı, hedefi için yaptıkları ve yapmadıkları ile değerlendirilmeleridir.

Dogmatik kalıpların, tek yönlü bakış açısını zorunlu kıldığı bu eğitim düzeninden kurtulmalıyız. Eğitim kişilere bilgileri kalıplar halinde sunmamalıdır. Eğitim bizlere bilgileri kullanabilmeyi, değerlendirmeyi, sorgulamayı ve mantıklı bir biçimde yorumlayıp yararlı biçimlerde kullanabilmeyi sunmalıdır.

iyiturks

1 yorum:

iyi ve güzel...