Notos Öykü'nün bu sayısındaki ankete
edebiyat dünyasından 181 yazar, eleştirmen ve akademisyen katıldı. En İyi 40
Şey'in ilk sırasında Orhan Pamuk'un Nobel Ödülü var. Ardından Nâzım Hikmet,
İkinci Yeni, Sait Faik ve Oğuz Atay geliyor. İşte Notos'un değerlendirmeleriyle
birlikte listenin ilk yirmi maddesi. Radikal Kitap'ın da dahil olduğu tam liste
derginin yarın çıkacak yeni sayısında...
Nobel
Ödülü
Orhan Pamuk’un 2006 Nobel Edebiyat
Ödülü’nü alması, belki çevresinde birbiriyle çelişen bir dizi tartışmaya neden
oldu ama öyle görülüyor ki, önemi büyüktü. Soruşturmamıza verilen yanıtlar
arasında ilk sırayı alması, Nobel Edebiyat Ödülü’nün taşıdığı değerden çok, yol
açtığı olumlu sürecin edebiyatımıza kazandırdıklarından olmalı. 2006’ya dek her
kuşaktan usta yazarımıza Batı’da doğru dürüst ilgi gösterilmemesinin
sıkıntısını yaşayan edebiyatımız, böylece kabuğunu kırıp açılmaya başladı.
İkinci
Yeni
Yenilikleri çoğu kez sonradan
anladığımız belli. İkinci Yeni bunun çarpıcı örneklerinden. İkinci Yeni,
Garip’ten sonraki büyük yarılma, Cumhuriyet dönemindeki en kapsamlı şiir
oluşumu. Toplumcu olmamakla suçlandı, ama 1960’lardan sonra görüldü ki,
içindeki şairlerin büyük çoğunluğu toplumcuydu. Saçma şiir yazdıkları söylendi,
ama geleneksel ve yazıldıkça kendini eskitmeye başlamış şiir anlayışının yerine
yepyeni bir biçim ve dil getirdi. Çok sonraları da çağdaş Türk şiirinin ona çok
şey borçlu olduğu keşfedilip hakkı teslim edildi.
Nâzım Hikmet Çağdaş Türk şiirinin
kurucusu Nâzım Hikmet, şiirimizi geleneksel divan ve halk şiiri kalıplarından
çıkararak özgür koşuğa ve sosyalist düşünceye kavuşturdu. Adı dünya şiirinin
uluları arasında anıldı. Ardında yalnızca destansı bir şiir birikimi değil,
destansı bir hayat da bıraktı. Hayatı, bütün insanlık ailesinin geleceğinde
örnek oluşturacak dürüst davranışlar, sıradan kahramanlıklarla dolu geçti. Bu
yüzden şiirlerinin yanı sıra örnek yaşam biçimiyle, hayat karşısındaki
tutumuyla da özlediği bir dünya kurulana dek önemini yitirmeyecek bir
ozan-kişilik.
Sait
Faik ve öyküleri
‘Sait Faik, edebiyatımızın çöpsüz
üzümü’. Fethi Naci böyle nitelemişti onu.(…)
Edebiyatımızda bilinen düzyazı
anlayışını tersyüz etmişti o. Etkisi günümüze uzandı. Adamakıllı
çevrilebilseydi, dünyanın tanıdığı en önemli öykücülerden olurdu. Toplumsal
sorunların egemenliği altında sıkışmaya başlayan öykü ve romanın önüne yepyeni
bir dünya çıkardı.
Oğuz
Atay ve Tutunamayanlar
Oğuz Atay gibi yenilikçi yazarların
hemen anlaşılması zordur. Tutunamayanlar 1971’de yayımlandığında, olumsuz
eleştiriler olumlulardan daha çoktu. Tuhaf, yabancı bulundu. Neden sonra
Tutunamayanlar’a yönelen ilginin birdenbire büyümesinin bir nedeni, okuma
kültürünün ulaştığı düzeydi. Bir nedeni de edebiyatın edebiyat dışı kaygılarla
değerlendirilmesinin doğru olmadığının artık daha iyi anlaşılmış olmasıydı.
Varlık
Dergisi
“Memlekette bir tek hakiki san’at
mecmuası yok. İnkılâbın, her sahada, yokluktan varlıklar yaratmak işine
girişmiş olduğu bir devirde acısı hissedilen bu boşluğu doldurmak, duyulan bir
ihtiyaca cevap vermek gayesiyledir ki Varlık çıkıyor.” 1933 yılının Temmuz
ayında, Yaşar Nabi Nayır bu sözlerle Varlık’ın ilk sayısını okurlara sundu.
Soruşturmamızda adı geçen çoğu yazarın metinlerinin ilk kez bu dergide
yayımlanması önemini apaçık ortaya koyuyor.
Hasan
Âli Yücel’in katkısı
Hasan Âli Yücel’in 1938’de Maarif Vekili
olduktan sonra başlattığı tercüme hareketinden sonra kurulan Tercüme Bürosu’nun
Türkçe’ye kazandırdığı klasikler, ülkenin düşünce ve kültür hayatını
değiştirmişti. 1940’ta kurulan Tercüme Bürosu’nu Nurullah Ataç yönetti. Adnan
Adıvar, Saffet Pala, Sabahattin Eyuboğlu, Sabahattin Ali, Bedrettin Tuncel,
Enver Ziya Karal, Nusret Hızır gibi, dönemin saygın düşünce ve edebiyat
adamları da Büro’nun çalışmalarına etkin biçimde katıldı. Dünya edebiyatı
klasiklerinden tam 496 yapıt altı yıl içinde Türkçeye kazandırıldı.
Ahmet
Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın değeri geç
anlaşıldıysa, nedeni kendisi olmalı. Çünkü döneminin edebiyat kültürünün doğru
biçimde anlayacağı romanlar yazmıyordu. Neden sonra, okuma kültürünün
geleneksel değerlerin dışına çıkabilme yetilerinin güçlendiği yıllarda,
özellikle 1980’lerden sonra, Tanpınar’ın yazdıklarının roman sanatımızın
yaşadığı modernizmin en önemli örnekleri arasında olduğu anlaşıldı. En iyi 40
şey arasında, Saatleri Ayarlama Enstitüsü özellikle belirtildi. 19. Asır Türk
Edebiyatı Tarihi de var.
Yaşar
Kemal
Yaşar Kemal’in bir mucize oluşu,
yalnızca Çukurova’nın kıraç topraklarından çıkışına bağlanamaz. Anadolu’da
yaşayan Türkçenin zenginleşmesine yaptığı ölçüsüz katkılar da Yaşar Kemal adını
bir yere kazımıştır. Neden sonra dünya dillerine çevrilince, yaşayan dünya
romancılarının en büyüklerinden olduğu da görüldü.
1950
Kuşağı Öykücüleri
Türkiye’de “öykünün altın çağı” olarak
nitelenebilecek 1950-1960 yılları arasında öykü yazan birçok yazar, geçmişteki
öykü anlayışına karşı çıkarken, Orhan Kemal ile Sait Faik’ten ve 1950’lerin
sonuna doğru etkisini yoğun olarak hissettiren varoluşçuluk felsefesi ile
gerçeküstücülük akımından oldukça etkilendiler. Kimilerince “bunalım edebiyatı”
diye de suçlanan 1950 kuşağı yazarları, bireyin iç dünyasını o güne dek
alındığından daha derinlikli bir biçimde yansıttı. Vüs’at O. Bener, Demir Özlü,
Ferit Edgü, Orhan Duru, Leylâ Erbil, Adnan Özyalçıner, Bilge Karasu bu kuşağın
önemli yazarlarından bazıları.
Garip
Akımı
Garip Akımı şiir sanatına ilişkin
bilinen bütün doğruların tersinin de doğru olabileceğini göstererek şiirimize
sonsuz bir özgürlük alanı açtı. Bu akımı simgeleyen üç ozanın (Orhan Veli,
Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday), yalnızca büyük ozanlar değil, büyük yaşamları
olmuş, parlak zekâlı insanlar olmaları, bu akımın ne denli zengin bir kültürel
birikim sonucu olduğunu da gösterir.
Can
Yayınları
Erdal Öz’ün Can Yayınları’nı kurduğu
1981 yılında, Türkiye’de kalburüstü 100 kadar yayınevi vardı. Can Yayınları hem
o yılların etkin yayınevlerinden biri olmaya çalıştı, hem de kendine özgü bir
kimlik kazanmaya. Başlangıcından bugüne, yayımladığı yabancı yazar sayısı 465,
Türk yazarı sayısı ise 230. Nobel Edebiyat Ödülü almış otuz iki yazarı var. Can
Yayınları’nın yayıncılık sektörünün büyükleri arasındaki en önemli özelliğiyse,
bu düzeyde başarıya yalnızca edebiyat kitapları yayımlayarak ulaşması.
Orhan
Pamuk
1980’lerin hemen başında öne çıkan genç
romancılar arasında yer alan Orhan Pamuk, Cevdet Bey ve Oğulları romanıyla
büyük ilgi çektikten sonra, gitgide derinleşen bir arayış içinde oldu. Kara
Kitap, Yeni Hayat ve Benim Adım Kırmızı postmodern romanın edebiyatımızdaki
yolunu açtı. Soruşturmamızda Masumiyet Müzesi romanının özellikle
belirtildiğini de kaydedelim.
Yapı
Kredi Yayınları
Yayın hayatına 1992 yılında Enis
Batur’un yayın yönetmenliğinde Cogito dizisinden Michel Foucault’nun Ders
Özetleri’ni, Edebiyat dizisinden de Samuel Backett’in Hikâye Sırasında’sını
yayımlayarak başlayan Yapı Kredi Yayınları, Türkiye’de yayıncılık anlayışının
yeniden şekillenmesi yönünde önemli katkılarda bulundu. Yapı Kredi Yayınları,
uzun süredir Cogito, Sanat Dünyamız ve kitap-lık adında, düşünce, sanat ve
edebiyat alanlarında önemli etkilere sahip üç derginin de yayınını sürdürüyor.
Bilge Karasu Derin düşünsel içerik,
dilde benzersiz açılımlar, ustalıkla kurgulanmış öykü ve romanlar, Türkçe
tutkusu… Bilge Karasu hakkında söz söylemek için kısa bu satırlar. Ama sabırla
ince ince işlenmiş metinlerine verdiği emeği pekâlâ vurgulayabiliriz. Onu
anmamızın, aramamızın, yürekten hayranlık duymamızın asıl nedeni budur belki
de. Böyle özenli çalışmalı işte, deriz de, onun gibi yazılamayacağını biliriz.
Yeni
Dergi ve De Yayınları
Memet Fuat, De Yayınevi’ni kendi
çevirdiği kitapları yayımlayacak uygun bir yayınevi bulamadığı için, Metin
Yasavul ile birlikte, 1960’ta kurdu. Kafka’nın Şato’su, James Joyce’un
Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi kitaplarından Nâzım Hikmet’in ilk kez
yayımlanan kitaplarına uzanan yayıncılık anlayışı, 1960-1980 arasında edebiyat
dünyamıza yeri doldurulmaz bir katkı yaptı. Yeni Dergi de bu etkinliği
taçlandırdı.
Türk
Edebiyatını Dışa Açma
Modern Türk edebiyatı kendi içinde
önemli dönüşümler geçirse de uzun yıllar dışarıya açılmada sorunlar yaşadı. Bu
sorunu aşabilme yolunda yapılan girişimlerden biri de 2005 yılında faaliyete
geçen Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kısaca TEDA olarak adlandırdığı proje.
Aralarında Orhan Pamuk, Adalet Ağaoğlu, Enis Batur, Mario Levi, Nedim Gürsel,
Ayfer Tunç’un bulunduğu pek çok yazarın kitaplarının Türkçe dışındaki dillerde
yayımlanmasına destek verildi.
Yusuf
Atılgan ve Anayurt Oteli
Yusuf Atılgan, ilk kez 1973 yılında
yayımlanan Anayurt Oteli ile daha önce de ele aldığı psikolojik yabancılaşma ve
yalnızlık temalarını ustalıkla işleyen bir yazar olarak Türk edebiyatındaki
yerini pekiştirdi. Küçük bir kasabanın kısıtlı dünyasının boğucu açmazları
kadar taşra-merkez ikiliğinin yarattığı gerilimi de dışa vuran Anayurt Oteli
pek çok değerlendirmeye tabi tutuldu, hatta “bir anti-roman” olarak nitelendi.
Dergilerin
Çeşitlilik Kazanması
Bir edebiyatın dünyaya açılan ve onu
temiz havayla tazeleyen pencereleri, dergileridir. ‘Serveti Fünun’dan başlayıp
‘Varlık’ dergisine, oradan ‘Yeni Dergi’, ‘Yeni Ufuklar’ ya da ‘Yeni Adımlar’a
ulaşan zincire, daha sonra ‘AdamSanat’, ‘AdamÖykü’, ‘kitap-lık’ gibi etkin
dergiler eklendi. Son zamanlarda, edebiyat dergileri her zaman olduğu gibi
ekonomik sıkıntılarla uğraşıyor, belki biraz geri çekiliyor, ama gene de ayakta
durmayı bir biçimde başarıyor. Ülke genelinde, yaklaşık 250 edebiyat dergisi
yayımlanıyor. Ulusal ölçekte dağıtılıp satılanların sayısıysa, ne yazık ki
azaldı.
Enis
Batur
Enis Batur hakkındaki düşünceler zaman
zaman birbirinden çok farklılaşır. Edebiyatı uçlarda alışı yüzünden
yadırgandığı çok olmuştur. Onun için ne denirse densin, edebiyatı herkesin
görmediği yerlerde kavrayışının çok kendine özgü olduğunu teslim etmek gerekir.
Şair, deneme yazarı, roman yazarı… Öte yandan, pek çok has edebiyatçı gibi,
dergi yayımlama tutkusunu da uzun yıllar sürdürdü. Opera adlı şiir kitabıyla
Başkalaşımlar adlı deneme kitabı da soruşturmada özellikle belirtildi.
Kitap
Ekleri ve Radikal Kitap
Kitap ekleri yaklaşık 20 yıl önce
yaşamımıza ilk olarak Cumhuriyet gazetesiyle girdi. Sayıları giderek arttı.
Birçok gazete artık kitap eki yayımlıyor. Okur, kitapla belki ilk olarak burada
karşılaşıyor, sevdiği yazarı bir söyleşide yakından tanıma olanağı buluyor.
Eleştiri yazılarında aklındaki sorulara yanıt arıyor, yeni sorular kazanıyor,
edebiyat dünyasındaki gelişmeleri, yenilikleri izliyor. Yayıncılık sektörü de
birbirinden haber alıyor kitap ekleri sayesinde. Soruşturmada adının çokça
geçmesi, en ünlüsünün Radikal Kitap olduğunu söylüyor bize. İlk olarak 2001
yılında okurla buluşan Radikal Kitap 15 Ekim 2010’a kadar yayımladığı 500
sayıda 22333 kitap tanıtmış, 445 yazarla söyleşi yapmış. Bu katkıyı göz ardı
etmek olmaz.
Radikal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
iyi ve güzel...