Bu iş yabanmersinleri ve bulmacalarla
olmaz. Nörologlar zekânın sırlarını keşfettikçe, neyin gerçekten işe
yarayacağını da görüyorlar: Mesela haftada üç kez 45'er dakika yürümek,
meditasyon, bilgisayar oyunları...
Eğer bilim insanları zekânın
işleyişini, diyelim ki kas gücünün işleyişini anladıklarının yarısı kadar iyi
okuyabilseydi, beynimizi geliştirmenin yollarını ararken işimiz çok daha
kolaylaşırdı. Eğer ağırlık kaldırmanın kas gücünü nasıl arttırdığını bildiğimiz
gibi (kimyasal ve elektriksel sinyaller, kas hücrelerinin içindeki lif
yığınlarının sayısını çoğaltırlar) sinir hücrelerin nasıl kuvvetleneceğini de
bilseydik, işler tıkırında olacaktı. Öncelikle, baklava kasların beyin
versiyonlarıyla ilgili iddiaları bertaraf etmek gerek: Şu ilaçları alırsanız
veya yabanmersini yerseniz veya sakız çiğnerseniz veya çok fazla sayıda arkadaş
edinirseniz, daha akıllı ve daha yaratıcı olacağınızı söyleyen iddialar bunlar.
Ancak nörologların bilişsel mekanizmalara dair bilmedikleri şeyler, ciltleri
doldurabilecek uzunlukta. Gerçekten de böyle. Konunun varoşlarında gezseniz de
(yani Google'a "beyni eğitmek" yazsanız) cadde boyunca ilerleseniz de
(biyomedikal dergilerin veritabanı olan PubMed'e "bilişsel iyileşme"
yazsanız yani) her tarafın tavsiyelerle dolu olduğunu göreceksiniz. Ancak
bunlar, sorunlu tavsiyeler. Tavsiyelerin çoğu, X eylemini yapan insanları ele
alıp X eylemini yapmayan insanlardan daha akıllı olup olmadıklarını
gözlemleyenlerin kanaatlerini içeriyor. Çünkü sırf bir sorunun cevabının evet
olması, X eyleminin sizi zeki hale getirdiği anlamına gelmiyor.
Bilişsel iyileşmenin mekanizmasını
bilmemek, bizi şüpheli iddiaların kolay hedefleri haline getirir. Brown
Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden nörolog Peter Snyder, "Bilişsel
iyileştirme hakkında gazetelere haber olan pek çok araştırma, aceleye
getirilmiştir. Zaman sınavına dayanacak özenli, iyi tasarlanmış araştırmaların
sayısı çok daha az" diyor.
Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından
düzenlenen 2010 tarihli bir değerlendirmede bilişsel faaliyeti sürdürmenin ve
iyileştirmenin yolları tartışıldı. Burada, bilişsel iyileştirici olduğu iddia
edilen kimi yöntemlerin gayet baştan savma oldukları da ortaya çıktı. B6, B12
ve E vitaminleri, beta karoten, folik asit ve vlavenoid olarak adlandırılan son
moda antioksidanların hepsi birer fiyasko; alkol, omega-3'ler (balıktaki yağ
asitleri) veya geniş bir sosyal ağa sahip olmanın beyne etkilerine yönelik
kanıtlar da oldukça zayıf. Gözlemsel araştırmalar, Akdeniz diyetinin bilişsel
gerileme riskini azalttığını ortaya koyuyor ancak bu durum daha özenli,
rastgele kontrollü çalışmalar tarafından onaylanmış değil ve kimse bu beslenme
biçiminin faydasının içerdikleri mi (zeytinyağı, balık, sebzeler, şarap)
dışladıkları mı (kırmızı et, işlenmemiş şeker, sütçü yağı) olduğunu bilmiyor.
Statin de, östrajen veya NSAID'ler de (aspirin ve ağrı kesiciler) işe
yaramıyor. Beyne kan akışınızı arttırarak sizi daha akıllı yapma sözü veren
pratiklere şüpheyle yaklaşın.
Gerek nörojenez gerekse sinaps
oluşumu, öğrenmeyi, hafızayı, akıl yürütme ve yaratıcılığı arttırıyor. Stern'in
nöro-görüntüleme araştırmalarının gösterdiğine göre belli görevlerde başarılı
olan insanlarda beyin devreleri daha verimli (bilişsel talep yükseldiğinde dahi
daha az enerji kullanıyor), daha yüksek kapasiteli ve daha esnek olma
eğiliminde.
Beynin yapısını nasıl değiştirdiği ve
girilen veriye nasıl tepki verdiğini ölçen bir bilim olan nöroplastisitenin en
güçlü bulgularından biri, dikkatin beyni fiziksel olarak değiştirmekte ve
fonksiyonel devreleri genişletmekte neredeyse büyülü bir güce sahip olduğu.
Klasik bir deneyde bilim insanları, tıpkı insanların keman çalmayı
öğrendiklerinde olduğu gibi, maymunların dokunsal algıyı tekrar tekrar
deneyimlediklerinde ilgili beyin bölgesinin genişlediğini gösteriyor. Benzer
biçimde, işitsel korteks, belli bir sesi arka arkaya duyduğumuzda genişliyor.
(Evet, cep telefonu melodinizi algılayan nokta, bitişik bölgelere doğru
uzanıyor.) Ancak maymunlar aynı anda bir şeye dokunduklarında ve sesleri
duyduklarında, yalnızca üzerine odaklanmak için eğitildikleri girdiyi kontrol
eden beyin bölgesi genişledi. Bir başka deyişle, birbirine eş etkiler -dokunsal
duyular ve sesler- farklı bir sonuç yaratıyor, yalnızca ne kadar dikkat
gösterildiğine bağlı olarak bir beyin bölgesini genişletiyor veya
genişletmiyorlar.
Bu durum halihazırda başarılı
yeteneklerimizin bizi neden daha zeki yapmadığını açıkayabilir: Onlara fazla
dikkat göstermiyoruz. Oysa bilişsel olarak talepkâr olan yeni bir faaliyete
geçtiğimizde, bunun işleme hızını arttırıp sinapsları güçlendirmesi ve işlevsel
ağları genişletmesi veya yaratması daha olası.
Nörologlar, bilişsel süreçlerin
destekleyicilerini belirleyerek makul beyin güçlendiricilerini şüpheli
olanlardan ayırabiliyorlar. Siyasi doğruluk polisi kusura bakmasın ama Ulusal
İlaç Suistimali Enstitüsü'ndeki bilim insanlarının 2010 yılındaki
araştırmalarına göre (nöroplastisitenin ana yönlendiricisi olan) nikotin,
dikkati ve bilişsel performansı hem sigara içenlerde hem de içmeyenlerde
güçlendiriyor. Bulgularına göre, nikotinin devinim becerilerinde, kısa dönem
hafızanın kesinliğinde, bazı dikkat biçimlerinde ve işleyen bellek ve diğer
bilişsel yetilerde "belirgin olumlu etkileri" var.
Bunun sebebi, kortikal devrelerdeki
asıl oyuncu sinir taşıyıcısı asetilkolin için, niktonin beyin reseptörlerine
bağlanması. (Uyarı: Sigara ayrıca bunama riskinizi de arttırıyor yani sigara
içmek şu anda hafızanızı ve dikkatinizi güçlendirirken, bunun bedelini
gelecekte ödeyebilirsiniz. Bir nikotin bandının risksiz biçimde fayda getirip
getirmeyeceği de henüz belli değil.)
Nöroloji, Adderall ve Ritalin gibi
uyarıcıların en azından bazı işlerde bazı insanlar için bilişsel faydaları
olduğu görüşünü de destekliyor. İki ilaç da (ve kafein de) motivasyon ve
ödüllendirme hissini sağlayan sıvı olan dopaminin beyindeki seviyelerini
yükseltiyor. Pennsylvania Üniversitesi'nden Martha Farah, her şey hesaba
katıldığında, araştırmaların iki ilacın da (akışkan zekâda anahtar rol oynayan,
beynin karalama defteri olan) işleyen bellek kadar ezberlenmiş sözcüklerin
hatırlanışını iyileştirdiğini söylüyor. Ancak Farah'nın geçenlerde yapılan bir
araştırmada bulduğuna göre akıcı anlatımı, akıl yürütmeyi veya soyut düşünmeyi
iyileştirmiyorlar, dopamin faaliyetini yüksek tutan bir gen varyantına sahip
insanlara da çok faydaları olmuyor.
İkinci olarak, motivasyon ve
ödüllendirme gibi psikolojik faktörler hafızaya yardımcı oluyor ancak soyut
düşünme gibi daha yüksek seviyeli işlemlere faydalı olamıyor. Ulaşılan sonuca
göre, ilaçlar "bazı insanlara bazen yardımcı olacak ancak çok yardımcı
olmayacak." Bir hapla IQ'sunu yükseltmeyi uman biri için eğlenceli bir gerçek:
Geçenlerde doktorlar arasında yapılan bir anketin sonuçlarına göre, doktorlar
seks ilacı reçetesi yazarken hafızayı güçlendiren ilaçları yazarken olduğundan
daha rahatlar.
Zihnimizi yönlendiren pek çok numara,
muhtemelen böyle bir mekanizma çerçevesinde işliyor. Örneğin "soy
etkisi"ni ele alın. European Journal of Social Psyhchology'de yayımlanacak
bir makaleye göre "genetik kökenimiz hakkında düşünmek" -yani
dedemizin Büyük Buhran'dan nasıl sağ çıktığını, büyük-büyükannemizin Kazakların
elinden nasıl kurtulduğunu düşünmek- "entelektüel performansı
arttırıyor." Bundan sorumlu mekanizma, güven ve motivasyondaki artıştan
geliyor -buyrun size reçetesiz Adderall. Psychological Science'daki yeni bir
makaleye göre pozitif bir ruh hali -YouTube'da "Hapşıran Panda"yı izlemek
dahi olabilir- yaratıcı sorun çözümünü iyileştirebilir. Bu durumda, stresi ve
bunun sonucunda nöronları koruyan miyelin zırhına saldıran ve böylece sinyal
iletişimini bozan kortizolu azaltmak, temeldeki yeteneklerin tam kapasiteye
erişmelerine izin veriyor.
Son olarak, bir testte çok iyi sonuç
alan bir gruba ait olduğunuzun size söylenmesi, başarısız olan bir gruba ait
olduğunuzun size söylendiği bir duruma oranla daha başarılı olmanıza sebep
oluyor. İlk durum gayretle çalışmaya devam etmeniz için gerekli dopamin
artışını sağlarken ikinci durum içinizi kortizolla dolduruyor.
Ancak stres gibi engelleri ortadan
kaldırarak doğal potansiyalinize ulaşmakla, bunu gerçekten de potansiyelinizi
yükselterek yapmak arasında fark var. İkinci durum, siz devreden daha çok
faydalanmaya çalıştıkça onun daha çok güçlenmesini gerektirir. Bunun bir sonucu
olarak, odaklandığınız ve eğittiğiniz bir yeteneğiniz gelişiyor ve daha çok
nöronlu bir araziye el koyarken bile performansta buna tekabül eden iyileşmeler
yaşanıyor. 2003 yılında University College London'dan Eleanor Maguire'ın
yaptığı bir keşfe göre, şehrin delicesine kafa karıştırıcı sokaklarını
ezberleyen (25,000 tane var bu sokaklardan) Londralı taksi şoförlerinin,
ortalama bir Londralıya göre uzamsal hatıraları dosyalayan geri beyaz
çıkıntıları daha geniş. Aksine, eğer yön bulma yetimizi GPS'e yüklersek, bu
doğal yetiyi kaybediyoruz.
"Birlikte patlayan nöronlar
birbirlerine bağlanırlar" kuralı, bilişsel eğitimin zihni mahareti
arttırması gerektiğini ima ediyor. Araştırmalar da tam bunu gösteriyor ancak
hayati bir uyarı da yapıyorlar. Hafızanızı, akıl yürütme yetinizi veya veri
işleme hızınızı eğitmek, Active adlı hükümet destekli geniş bir araştırmaya
göre, bu yetinizi geliştiriyor.
Ne yazık ki, bunlar arasında transfer
yapmak mümkün değil: İşleme hızınızı geliştirmek hafızayı geliştirmiyor ve
hafızayı geliştirmek akıl yürütmeyi geliştirmiyor. Benzer biçimde, bulmaca
çözmenin geliştireceği yetiniz de yine bulmaca çözmek. Columbia
Üniversitesi'nden Stern, "Şimdiye kadarki araştırmalar, bilişsel eğitimin
yalnızca eğitilen yetiye faydası olduğunu ve genel olarak diğerlerine
olmadığını" söylüyor.
Beyin eğitiminin kutsal yöntemleriyse
aslında basit. İlk aday, fiziksel egzersiz. Illinois at Urbana-Champaign
Üniversitesi'nden Art Kramer'ın bulgularına göre, haftada üç defa 45'er dakika
yürümek gibi basit aerobik egzersizleri, episodik hafızayı ve idare kontrolü
fonksiyonlarını yüzde 20 oranında güçlendiriyor. Araştırmalar çoğunlukla yaşlı
yetişkinlerde yapılmış, bu yüzden de sonuçların yalnızca beyin fizyolojileri
düşüşe geçmiş kişilere uygulanabilmesi olası. Egzersiz, beyindeki beyaz
çıkıntının deneyimleri ve yeni bilgileri depolayan bölgesindeki yeni nöronların
yaratılışını arttırıyor. Ayrıca BDNF gibi nöron fertilizörlerinin, beyin
sinyallerini ve prefrontal beyin korteksindeki bozmaddeyi taşıyan
nörotaşıyıcıların üretimini tetikliyor. Egzersiz yapmak işlevsel devreler inşa
eden bağlantılar olan ve kapasiteleri ve verimlilikleriyle üstün zekâmızı
belirleyen yeni sinapsların üretimini harekete geçiriyor. Kramer'ın bulgularına
göre bir yıllık egzersiz, hafızayı, planlama yeteneğini, muğlak olanla baş etme
ve çoklu işler yapma yeteneğini artırarak 70 yaşındaki birine 30 yaşındaki
birinin bağlanabilirliğini verebilir. "Fitness eğitimini pek çok bilişsel
yetinin altında yatan moleküler ve hücresel yapı bloklarının değişimi olarak
düşünebilirsiniz," diyor.
Genel zihni eğitimin ikinci biçimi
meditasyon; dikkati kontrol ediyor ve dış dünyadan gelen duyusal sinyalleri
işleyen bölgelerin kalınlığını arttırabiliyor. Miami Üniversitesi'nden nörolog
Amishi Jha'nın dikkatlilik temelli zihni fitness eğitimi olarak adlandırdığı
bir programda, katılımcılar tek bir vücut duygusu gibi bir nesneye odaklanarak
konsantrasyon sağlıyorlar. Jha'ya göre bu eğitim, yüksek zekâyla bağlantılı
özellik olan "beyin yapımızı ve fonksiyonunu değiştirerek beyin
işlemlerinin daha verimli olmasını sağlayarak" zihinsel çeviklik ve
dikkati iyileştirmede başarı göstermiş durumda.
Son olarak, bazı bilgisayar oyunları
genel zihinsel beceriyi geliştirebilir. Stern, oyuncularından mayınlara karşı
uzay gemilerini korurken ateş etmelerini talep eden Space Fortress isimli
karmaşık bir bilgisayar oyununu oynamaları için yaşları büyük yetişkinleri
eğitti. "Oyunda başarılı olmak; hareket kontrolü, görsel arama, işleyen
bellek ve karar verme yetisi gerektiriyor" diyor. Aynı zamanda nöroplastisitenin
iksiri olan dikkat, özellikle de dikkati farklı görevler arasında kontrol etme
ve değiştirme yetisi de lazım. "İnsanlar hafıza testlerinde, motor
hızında, görsel-uzamsal yetilerde ve bilişsel esneklik gerektiren işlerde daha
iyi hale geliyor" diyor Stern. Kramer da strateji odaklı Rise of Nations
adlı bilgisayar oyununun yaşlı yetişkinlerde görev değişimi, işleyen bellek,
görsel kısa dönem hafıza ve akıl yürütme gibi yönetici fonksiyonları
geliştirdiği sonucuna vardı.
Az sayıda oyun veya eğitim programı bu
amaçla test edilmiş durumda ve bunlardan test edilenlerin çoğu yetersiz kaldı.
Yükselen zorluk seviyelerine ve dikkat kapasitelerinde yoğun taleplere sahip
olanlar, tıpkı farklı yükseltiler arasında hızlı yürüyüş yaparcasına aynı anda
hem odaklanıp hem de görevler arasında geçişler yapabilenler, muhtemelen bu
durumda en başarılı olanlar.
Newsweek Türkiye Sharon Begley / Web özel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
iyi ve güzel...