Aşk kelimelerle anlatılamayacak, anlam
kazanamayacak bir soyutluğa sahiptir. Bunun içindir ki yüzyıllardır hakkında
yazılmayan da, yazmayan da kalmadı, ancak hiç biri kendi başına aşkı kavrayacak
boyuta ulaşamadı. Âşıkların kendilerini ifade etme arzuları ve çabaları,
günümüze kadar pek çok muhteşem sanat eserinin ortaya çıkmasına ve pek çok
etkileyici yaşam hikâyesine neden oldu. Masallar, oyunlar, danslar, romanlar,
şiirler, şarkılar ve aklımıza gelebilecek her türlü ifade biçimi aşkı atlatmaya
çabaladı.
Aşk bazen bir bakışla, bazen binlerce
satırla, bazense sonsuz bir sessizlikle konuşur. Bir kıymet, bir güç ya da bir
çare bulmaya çalışır. Aşk en değerli hali ile sevilene ulaşmanın yolunu arar.
Bazen başarılır bazense bu uğurda helak olup kaybolunur.
Aşkın dili şiir derken kastımız,
şiirin aşk gibi sonsuzlukta sessizliğin harfleri ile konuştuğunu, geniş
anlamları sihirli bir şekilde birkaç kelime ile sunabildiğidir. Aşk ve şiir
aynı sihre sahiptirler. Aynı şeyler ile farklı ruhların derinliklerine çok
güçlü bir şekilde hükmedebilirler. Bu sihir akıl dünyası ile anlaşılamayacak
bir yapıdadır.
İşte bu nedenledir ki şiirin büyüsüne
kadınlar, aşkın büyüsüne erkekler kapılır. Aşk sihirli bir andır,
şiir bu anları anlatır. Kadın sihri yayan, erkekse bu sihre kapılandır. Kadınlar
anlayan, erkekler anlatan taraftadır. Kadınlar aşk olunan erkekler aşktan yanan
taraftadır. Çünkü ruhun karmaşık ve soyut dili kadınların, aklın yalın ve
anlaşılır dili erkeklerin ana dilidir. Kadınlar anladıklarını anlatamama,
erkeklerse anlattıklarını anlamama durumundadırlar.
Bence aşk bir sosyal ilişki türüdür.Bir yönüyle akit yani sözleşme bir yönüyle dostluktur.Cinsellik en ayırıcı unsuru kabul edilse de aslında fiziksel bir yakınlaşma olmadan da varolabilir.Ancak biz arzu çağında yaşadığımız ve güzel bulduğumuz her nesneye fiziksel olarak da sahip olmak istediğimiz için günümüz kadınları ve erkekleri bir gecelik aşklar bile yaşayabilmektedir.Ped değiştirir gibi, yenilenmek ve temiz hissetmek için mutlaka yeni bir paketin süslü kağıdını açmaları bir süre kullanmaları, kokuşunca çöpe atmaları gerekmektedir.Oysa 30 yıllık, 40 yıllık dost insanlar da varolmuştur uygarlığımızda bundan eminim.Eski mutsuz evlilikleri aşktan saymıyorum, onlar toplumsal baskıyla yürümüş köleliklerdir çoğunlukla.
YanıtlaSilAşk iki insan arasında öyle bir ilişkidir ki bakıcılarına bağlanan bebekler dile gelebilseydi 'benim yaşadığım tam da bu işte' derlerdi.