Türk kızı Elif Bilgin büyük ödüle koşuyor

Elif Bilge'nin çalışması Google Bilim Fuarı’nda binlerce proje arasından sıyrılarak 15 Global Finalist’ten biri olmaya hak kazandı ve popüler bilim dergisi Scientific American'ın “Science in Action” ödülünün de sahibi oldu.
İstanbul’da yaşayan 16 yaşındaki Elif, 2 yıl boyunca muz kabuğundan biyoplastik üretmek için çalıştı. Tam 10 farklı yöntemi başarısız olsa da yılmayan Elif son iki denemesinde amacına ulaştı ve elektrik yalıtımında kullanılabilecek malzemeyi muz kabuğundan üretmeyi başardı.
Google Bilim Fuarı için yürüttüğü bu proje ile Elif, ABD’de yaklaşık 168 yıldır her ay yayınlanan popüler bilim dergisi Scientific American’ın “Science in Action” ödülünün sahibi oldu.
“Neredeyse herkesin evinde bile yapabileceği bir şey” dediği buluşuyla derginin bu yılki yarışmasında birinci olan Elif'in yarışma maratonu burada bitmiyor. Elif Bilgin Scientific American'ın yarışmasından elde ettiği birincilik ile binlerce proje arasından sıyrılarak, Google Bilim Fuarı’nda (Google Science Fair) 15 Global Finalist’ten biri olmaya hak kazandı.
Büyük Ödül İçin Yarışmaya Devam

Yolculuk

Bazen bir şeyler yazmak için, bir şeyler okumak için, bir şeyler dinlemek için çağrışımlar tetikler bizi. Hiç aklımızda yokken bizi farklı yerlere doğru itekler. Çocukların saf bir heyecan ile annelerinin elini tutup,  bir şey göstermeye çekmesi gibi.
Yine böyle bir çağrışım bir şiire doğru çekti bizi, romantik bir heyecan ile. Yağmurun damlasının yüzümüze düşmesi ile kıpırdayan yüreğimiz, canlanan yaşama sevincimiz gibi bizi sürükledi.
İçimdekiler isimli internet sitesinde Erdal Kaplanseren’in “Gece Otobüsü” isimli yazısı, bizi Sevgiliye doğru dingin bir yolculuğa çıkardı. Yazıdan bir parça paylaşmak isteriz:
“Bir gece otobüsüne bindiğimizi hayal et. Birkaç şehir birden geçerek São Paulo’ya varıyoruz. Bilmem kaç gün kalıyoruz bu muhteşem şehirde.
Oradan yine otobüsle Santa Caterina’ya giderken bu şarkı çalıyor radyoda. İncecik bir sigara sarıp yakıyorsun, otobüsün penceresi yarıya kadar açık. Dışarıda zifiri karanlık. Sen pencereden dışarıyı seyrediyorsun, ben seni. Rüzgarın taradığı ince telli saçlarını.
Omzumda uyuyorsun, saçlarında deniz kokusu. Sabaha karşı Santa Caterina’da açıyorsun gözlerini. Oradan derme çatma bir katamaranla ver elini Buenos Aires! Brezilya’dan Arjantin’e geçmek, bundan daha güzel olamazdı. 
Bizde bu otobüse bindik, fonda çalan müzik ile beraber kendi yolculuğumuza çıktık. Kim bilir kaçımız böyle bir yolculuğu tamamlamış, kaçımız ise hayali ile yaşamaktayız. Hepimiz aslında bir yolculuktayız, farkımız vardıklarımz, varamadıklarımız.  İşte bizim yolculuğumuz;

İstanbul'un Hayali

Olur ya! Gün gelir devran döner; Derler ki İstanbul'a:
“Binlerce yıldır bizlerin kahrını çektin, bizleri besledin, sakladın, eğlendirdin, yüceltin. Bizlerse sana hak ettiğin değeri veremedik. Seni hep ezdik, sömürdük, yaşam hakkını çiğnedik.
Bu kadar yeter, bizde bezdik. Artık bizi kesmiyor sana ettiğimiz zalimlikler.... Bundan sonra seni senle baş başa bırakacağız, Dile bizden ne dilersen.......”
İstanbul hayale dalsa..... Sonsuzluğa kanat çırpsa.......Ve açıklasa hayalini:
“Hepiniz çekin gidin, çok uzaklara........
Size ait ne varsa alıp götürün benden.......Evinizi, arabanızı, çöpünüzü, köprünüzü, binanızı............. Her ne varsa alın gidin, tek bir çivi bile kalmasın geriye, özellikle de bir gram beton, bir tel demir bile.....
Bana sadece toprak kalsın, güneşe ve gökyüzüne hasret toprak....Esir ettiğiniz toprak......
Bin yıl sizden ne ses gelsin ne seda...... Tek bir insan bile ayak basmasın toprağıma.....
Siz gidince, önce yağmur yağsın günlerce, yıkasın toprağını, dallarımı... Arındırsın beni sizlerin pisliğinden.... Sonra güneş gelsin toprağıma, yeniden pişirsin ve ısıtsın onu haftalarca.Peşinden serin rüzgarlar essin tepelerimden, uzun uykulara dalayım sessizce....
Uyanayım, boğazımda mis gibi iyot kokularıyla, neşeleneyim bülbüllerin şarkılarıyla. Bin yıl uğramayın yanıma.
Baş başa kalayım hava ile, güneş ile, ay ile, yağmur ile, rüzgar ile, deniz ile, kendim ile çırılçıplak....
Atayım eski, pis ve pörsümüş pelerinimi üstümden, güzel tenim hissetsin yağmuru, rüzgarı ve sıcağı.... Canlansın ve yenilensin toprağım....... Gençleşsin ve güzelleşsin bedenim ve şenlensin ruhum bu yeni hayatımda....
Bin yıl kimse gelmesin toprağıma..... Bırakın tekrar kalkayım ayağa ve bakayım altın gerdanıma, gülümseyim Akdeniz’e, el sallayım Karadeniz’e; Heeey! Bakın ben burdaaayım, diye çocukçasına.....
Sonra sadece çocuklar gelsin yalın ayak toprağıma.... Sadece çocuklar.... En cahilleri, en fakirleri ve en sizden olmayanları.....

Bırakın beni, yıkılmadan hayallerim..................”
iyiturks

Sakin Şehrin coşkulu Edebiyat Festivali

Birbirinden ünlü yazarları ve şairleri okurlarıyla bir araya getirecek olan Seferihisar Edebiyat Günleri, Türkiye’nin ilk “Sakin Şehri” Seferihisar’da 22 Haziran’da başlıyor.
22-28 Haziran 2013 tarihleri arasında düzenlenecek Seferihisar Edebiyat Günleri’nde gündüzleri yazarlık atölyeleri, akşamları ise tarih ve deniz kokusunun iç içe olduğu Sığacık Kaleiçi’nde şiir geceleri, çeşitli söyleşiler ve müzik dinletileri yer alacak.
Oxford ve 19 Mayıs Üniversiteleri ortaklığıyla dünyadaki ilk Yaratıcı Yazarlık Merkezi’nin temelini atmaya hazırlanan Seferihisar, bu yıl ilk kez düzenlenecek bu edebiyat festivaliyle kültürel değerlere sahip çıkmaya devam edeceğinin işaretini veriyor.
Festivalin açılış konuşmasını ünlü şair ve yazar Murathan Mungan yapacak. Bejan Matur, Orhan Alkaya, küçük İskender, Mehmet Yaşın, Haluk Şahin, Cezmi Ersöz,  Gonca Özmen, Hüsnü Arkan, Mehtap Meral (kapanış konseri), Serra Yılmaz (şiir seçkisi), Emrah Serbes (söyleşi), Murat Uyurkulak (söyleşi) ise şiir / söyleşi gecelerine katılacak diğer isimler.
Atölye çalışması yapacak yazarlar ise Pınar Kür, Mario Levi, Ayfer Tunç, Murat Gülsoy, İnci Aral, Buket Uzuner,  Gülşah Elikbank, Neslihan Acu ve Latife Tekin.
Atölyeler dışında tüm etkinliklerin ücretsiz olacağı festivalde, yazarlık atölyelerine katılım 25 kişi ile sınırlı olacak. 1 hafta sürecek bu atölye çalışmalarında, katılımcılar yazarlarla aynı tesiste konaklarken Seferihisar'ın güzelliklerini görme şansı da bulacak.
Başvurular ve ayrıntılı bilgi için Seferihisar Belediyesi Kültür Sosyal İşler Müdürlüğü  0 232 743 3960 no’lu telefondan Berfin Çelikkol Uzun ya da Sinem Kankaya ile irtibata geçilebilir. 
E-mail: kultursanat@seferihisar.bel.tr .

Asklepion’dan İnciraltı’na Uzanan Şifa Yolculuğu:EXPO 2020

İki yanı sütunlarla çevrili, kesme irice taşlarla kaplı yolun sonundaki anıtsal kapı umuda açılıyordu ta milattan önce 4. yüzyılda... Hemen girişte yer alan yazı her şeyi anlatmaya yetiyordu aslında: “Ölüm buraya giremez!”
Evet; burası Asklepion... İzmir Bergama’da kurulan ve hekimlik tanrısı Asklepios’a adanmış,  dünyanın en eski sağlık merkezlerinden biri olan efsanevi kent... Hastaların şifalı sularla, otlarla, müzikle tedavi edildiği, ameliyatların yapıldığı Asklepion’da tıp eğitimi de veriliyordu... Hazırladığı 100’e yakın ilaç reçetesi günümüze kadar ulaşan ve modern eczacılığın babası sayılan Galen burada yaşamıştır.
Batı’nın en doğusu, Doğu’nun en batısı İzmir ve çevresinde, günümüzden yaklaşık 2 bin 400 yıl önce başlayan sağlık serüveni şimdi yeni bir hedefe doğru yol alıyor: EXPO 2020...
EXPO, 163 ülkenin üye olduğu Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) tarafından organize edilen ve süre, ziyaretçi sayısı gibi kriterler göz önüne alınarak yapılan değerlendirmelere göre dünyanın en kapsamlı organizasyonu.
EXPO’ların en önemli özelliklerinden biri de teması... İzmir; Birleşmiş Milletler’in Binyıl Kalkınma Hedefi olan “Herkes İçin Sağlık” idealinden yola çıkarak, temasını “Daha İyi Bir Dünya İçin Yeni Yollar / Herkes İçin Sağlık” olarak belirledi.
Tema; İzmir ve çevresinin tarihsel mirasıyla bağlantılı olduğu gibi son 10 yılda dünyada örnek bir sağlık reformuna imza atan Türkiye’nin performansıyla da birebir örtüşüyor. Birkaç rakam vermek gerekirse: