LYS birincisi görme engelli Fulya Boğaziçili oldu

Lisansüstü Yerleştirme Sınavları'nda (LYS) 5 puan türünde Türkiye birincisi olan Konyalı görme engelli Fulya Akkaya, Boğaziçi Üniversitesi iktisat bölümüne yerleşti. Akkaya, "Çok mutluyum, inşallah sevdiğim alana yoğunlaşacağım. Hayallerime kavuştum" diye konuştu.
Açıklanan LYS sonuçlarına göre TM-1, TM-2, TM-3, TS-1, TS-2 puan türlerinde Türkiye birincisi olan Fulya Akkaya, tek tercihi olan, hayalini kurduğu Boğaziçi Üniversitesi iktisat bölümünde öğrenim görecek.
Azmi ve çalışkanlığıyla çevresindekilerin takdirini toplayan Akkaya, üniversite sıralarına oturacağı günü sabırsızlıkla bekliyor.
LYS şampiyonu Akkaya, yerleştirme sonuçlarının açıklanmasının ardından aldığı mutlu haberi, AA muhabiriyle paylaştı.
Büyük şirketlerde üst düzey yönetici olmayı hedeflediğini belirten Akkaya, bunun için Boğaziçi Üniversitesi iktisat bölümünü tercih ettiğini söyledi.
"Hayallerimin Peşinden Gittim"
Akkaya, sonuçların ilan edildiği dakikaları soğukkanlılıkla beklediğini anlatarak, şöyle konuştu:
"Çok mutluyum, inşallah sevdiğim alana yoğunlaşacağım. Hayallerime kavuştum. Hiçbir şey bitmedi. Kendimi daha çok geliştireceğim. Hiç pes etmedim, istekle, programlı ve düzenli bir şekilde çalıştım. Emeğimin karşılığını da aldım. Edebiyat, matematik ve coğrafya zaten ilgi alanımdı. Ailem, hocalarım ve arkadaşlarım bana hep destek oldu. Babam hukuk eğitimi almamı çok istiyordu ama ben hayallerimin peşinden gittim."
Lise öğrenimi sırasında İstanbul'a düzenlenen gezide Boğaziçi Üniversitesi'nden çok etkilendiğini dile getiren Akkaya, tercihini de bu yönde kullandığını aktardı.
Akkaya, engellilere hayatta hiçbir zaman ümidini kesmemeleri mesajını vererek, "Özgüven çok önemli. Hiçbir zaman yılmasınlar. Sosyal olmayı tercih etmeliler. Azmedip çalıştıktan sonra başarılamayacak hiçbir iş yok." dedi.
"Kızımı Yalnız Bırakmadım"
Anne Berlin Akkaya ise kızının çok düzenli çalışarak başarı elde ettiğini dile getirdi.
İstanbul'da kızının yanında yeni bir hayata başlayacaklarını ifade eden anne Akkaya, "Eğitim hayatı boyuncu kızımı yalnız bırakmadım. Şimdi de inşallah İstanbul'da birlikte kalacağız. Kızımın kariyerinde başarılı olacağına inanıyorum. Bize bu mutluluğu yaşattığı için ona çok teşekkür ediyorum. Onunla gurur duyuyoruz. 'Azim nedir' diye sorsalar 'Fulya' diye cevap veririm. Başka söz kullanmam." diye konuştu.

İyilik olsun

İyilik üzerine yola çıktık. İyilik gibi bir mücevherin göz önünde olmamasına, gölgede kalmasına, yokmuş varsayılmasına, etkisiz bırakılmasına gönlümüz elvermediği için bir şeyler yapmaya karar verdik.
Yaşamın her anında, her alanında iyilik maalesef ki bu şekilde değerinin uzağında tutulmakta, yaratacağı güzel dünya ne yazık ki grimsi bir kargaşa yuvasına dönüştürülmektedir.
Halbuki bakışımızı hafif değiştirebilirsek ne kadar muhteşem bir yaşamın içinde nasıl bir zenginliklere sahip olduğumuzu görmek  içten bile değil.
Ne yazık ki bu konuda toplumlar arası bir mutabakat varmış gibi daima, öncelikli olarak kötü olan, istenmeyen, zarar veren, kalitesiz olan, değersiz olan, negatif olan her ne varsa gözümüze sokulmakta, öne sürülmekte, gözlere zevksizlik, kulaklara gürültü, damaklara tatsızlık, ruhlara sıkıntı olarak dayatılmaktadır. Tüm bunların neticesinde yeni nesiller tatsız, tutsuz, manasız, sevgisiz, saygısız birbirinden kopuk, lisansız bir biçimde yetişip medeniyetimiz kökünden bitip tükenmektedir.
Bu paragraf bile başlı başına şikayet ettiğimiz bakış açısının kurbanı olup, bu satırlarda hoyratça hüküm sürmektedir.
Hâlbuki ne güzel bir dünya emrimize amade sunulmuş, sağlıklı her nefes, huzurlu her an ne büyük kıymetler taşımaktadır yaşam döngümüze hiç bir karşılık beklemeden.
Sabah güneş ışığına bakabilmek, kuşların cıvıltısına kulak kesilmek, tertemiz havayı ciğerlerimize çekmek mutlulukların en güzeli değil mi?
Etrafımızda her gün büyüklü küçüklü iyilik iksirine bulaşmış ne kadar çok şey var ki. Sokakları süpürenler, dükkânlarını her gün bizler için açanlar, bir şeyler öğretmek için çabalayanlar, çiçek açanlar, meyve verenler, günaydın diyenler, gülümseyenler, af edenler, el uzatanlar, yol verenler, hal hatır soranlar, elindeki yiyecekten bir parçasını ikram edenler ve daha milyonlarcası.
Her an binlerce insan, on binlerce canlı iyi şeyler yapmakta. Dünyamıza güzellikler katmakta, yardımcı olmakta, mutluluk dağıtmakta, keyifli anlara sunmaktalar.
Günde kaç kişi karşılıksız eğitim vermekte, sağlık hizmeti sunmakta, karın doyurmakta, daha farklı farklı biçimlerde yardım sunmakta. Günde kaç kişi birilerini teselli etmekte, sakinleştirmekte, motive etmekte, kutlamakta. Günde kaç kişi yararlı bir şeyler üretmek için çalışmakta, emek vermekte, ter akıtmakta. Günde kaç kişi dünyaya, insanlığa, hayata, kendine her hangi bir zarar vermeden yaşamakta ve yaşadığı anlardan keyif almakta.
Günde kaç kişi etkili satırlar yazmakta, ahenkli şarkılar notalamakta, güzel sesleri çıkarmakta, muhteşem renkleri karıştırmakta, keyifle enerjisini sportif faaliyetlere aktarmakta......
Dünyamız harikulade bir yer ve burada muhteşem insanlar yaşamakta. Doğa tüm güzelliğini yaşama tat katmak için sunmakta. Bakışımızı değiştirip, öne aldıklarımızı değiştirebilirsek bunların hepsi burnumuzun dibinde durmakta.
Kılavuzumuz iyilik olduğu taktirde yolumuzda iyilikle dolar ve iyilik bizlere yaşanabilir, keyifli, huzurlu yaşamlar sunar.
iyiturks