Yapımcı Cengiz Özdemir, 15 yıllık hayalini gerçekleştirdi ve Evliya
Çelebi'nin hikayesini animasyon çizgi film olarak beyaz perdeye aktardı.
Eylül'de vizyona girmesi planlanan çizgi filmin senaryosu Uğur Uzunok ve Murat
Menteş'e ait. Evliya Çelebi'yi ise Haluk Bilginer seslendiriyor.
Kültür A.Ş. eski Genel Müdürü
Cengiz Özdemir, Miniatürk gibi projelere imza atmıştı. Şimdi ise 'Evliya Çelebi
ve Ölümsüzlük Suyu' animasyon sinema filminin yapımcısı olarak karşımıza
çıkıyor. Özdemir Türkiye'nin animasyon konusunda iyiye gittiğini ve Hollywood
ile yarışabileceğimizi söylüyor.
Evliya Çelebi ve Ölümsüzlük Suyu
projesi nasıl ortaya çıktı?
Başrolünde İstanbul olan bir film
yapmak 15 yıllık hayalimdi. Kültür A.Ş. Genel Müdürü iken İstanbul'u
markalaştırmak için iki büyük proje öneriyordum; Uluslararası standartlarda bir
sinema filmi yapılması ve dünyaca ünlü olacak bir İstanbul romanı yazılması.
Hatta her konuşmamda dile getirirdim bu iki konuyu. Dan Brown'ı İstanbul'a bir
getirsek, gerisini İstanbul halleder zaten, derdim. Bu yıl her iki hayalim de
gerçekleşti. Dan Brown son kitabı Cehennem'de İstanbul'u kendi bakışıyla
dünyaya anlattı. Biz de Evliya Çelebi ve Ölümsüzlük Suyu animasyon sinema
filmiyle İstanbul'u dünyaya seyrettireceğiz.
İstanbul'u içine dahil eden çok
proje var. Yapımcıların İstanbul'a olan ilgisi değişti mi?
İstanbul muhteşem bir şehir. Daha
önce Mimar Sinan konulu bir belgesel çektik. Hem Orta Doğu hem de Avrupa televizyonlarında
yayınlandı. Kültür Bakanlığımızın Sinema Genel Müdürlüğü çok çaba harcadı ama
nihayet Hollywood da bu muhteşem şehri keşfetti. Artık İstanbul'da daha fazla
büyük bütçeli film çekiliyor. Hatırlıyorum da yıllar önce sinemaya gönül vermiş
birkaç arkadaşımla, Truva filmi ülkemizde çekilsin diye ne uğraşmıştık. Şimdi
Lost'un yapımcısı Ra'uf Glasgow gelip İstanbul'un dehlizlerinde film çekmek
istediğini söylüyor. Hatta bu yaz Çanakkale'de Anzaklarla ilgili bir film
yapmayı planlıyor. Nerden nereye geldik…
Siz neden animasyon yapmayı tercih
ettiniz?
Biz, biraz değişik bir şey yapalım
dedik. Filmimizde İstanbul ilk kez bu ölçekte modelleniyor.
Mısır'dan İstanbul'a
Daha önce İstanbul ile ilgili
animasyonlar yapıldı mı?
Japonlar Marmaray ile İstanbul'dan
birkaç sahne gösteren bir animasyon film yapmışlardı. Ayrıca yine dünyaca ünlü
Assassin's Creed oyununun bir bölümü İstanbul'da geçiyor. Ve İstanbul anime
edildiğinde ortaya fantastik bir tablo çıkıyor. Biz tarihi yarımadadan Galata
Kulesine, İstiklal Caddesinden İstanbul Boğazına, reel İstanbul'u modelledik
ki, seyirci için muhteşem bir görsel şölen olacak.
Peki Evliya Çelebi'yi sinemaya
taşıma fikri nereden doğdu?
Evliya Çelebi bu toprakların
dünyaya armağan ettiği bir isim. 2011 yılı Evliya Çelebi'nin doğumun 400.
yılıydı. Evliya Çelebi üzerine çalışmaya 2010 yılında başladık. UNESCO 2011
yılını Evliya Çelebi Yılı ilan etti. Avrupa Konseyi, kapsamlı bir değerlendirme
sonucunda geçtiğimiz Ocak ayında 'İnsanlık Tarihinde Kültürler Arasında Köprü
Kuran' 101 kişilik bir liste belirledi. Sonunda en önemli bulduğu 20 kişiyi
final listeye taşıdı. Leonardo Da Vinci'den Rahibe Teresa'ya Albert
Schweitzer'den İbn Rüşt'e, Marco Polo'dan Martin Luther King'e Gutenberg'den
Büyük İskender'e Gandhi'den Fulbreigt'a ve Konfüçyüs'e dek kimler yok ki
listede. Ve 1. sıra dünyanın en büyük seyyahı Evliya Çelebi'ye ait. Dünyaca
ünlü böylesi bir değerimizi bugünün İstanbul'unda anlatmak istedik.
Hangi özelliğini beyaz perdeye
aktardınız?
Evliya Çelebi ile ilgili bir film
yapmaya karar verince, Prof. Dr. Hayati Develi'nin kapısını çaldık. Hikâyeyi
Evliya Çelebi seyahatnamesinin bittiği yer olan Mısır'dan başlatmak hocamın
fikriydi. Yine hikâyeyi Ab-ı Hayat üzerine kurmak da hocamın önerisiydi. Madem
Evliya Çelebi en son Mısır'da görülmüş, madem Nil'in kaynağına doğru yola
koyulmuş, madem Seyahatname 'Baki olalar Baki' diye son bulmuş, madem
kendisinden bir daha haber alınamamış; hikâye ortada zaten, bulmuş Ölümsüzlük
Suyu'nu. Uğur Uzunok ve Murat Menteş senaryoyu kaleme aldılar. Sonra senaryonun
animasyon yapım aşamasında ekibe Arzu Demirel Birinci katıldı.
Filmin kadrosunu nasıl
oluşturdunuz?
Başarının en iyilerle çalışarak
elde edileceğine inandım hep. Filmin yönetmeni Serkan Zelzele. Yıllardır Los
Angeles ve Mexico City'deki stüdyolarında Hollywood için işler yaptı. Yer
aldığı ekip iki defa Oscar ile ödüllendirilmiş. Karakter tasarımları Mesut
Ataş'a ait. Mesut, Epics Stüdyolarında başladığı çalışmalarına şimdi bizimle
Progem Proje'de devam ediyor. Sonra Rahman Altın, şu an Zagor'un müziklerini
yapıyor. Geçtiğimiz aylarda Kelebeğin Rüyası ile ülkemizin gündemindeydi. Ondan
önce Man and Black 3 filmine imza atmıştı. Evliya Çelebi'yi usta oyuncumuz
Haluk Bilginer canlandırıyor. Animasyon karakter de Haluk Bilginer'i
anımsatacak şekilde çizildi.
Film 3 Yılda Tamamlandı
Yapım aşaması ne kadar sürdü?
Projeye 2010 yılında karar verdi.
Şu an filmin önemli bir kısmı bitmiş durumda ve yılbaşında vizyonda olacağız.
Toplamda üç yılda bitmiş olacak ki bu süre, her yıl onlarca animasyon filmi
dünya pazarına sunan bu işin duayeni Hollywood için bile çok kısa bir süre. Bu
kadar kısa sürede filmi bu aşamaya getirebilmiş olmayı, ekibimizin özverili
çalışmalarına borçluyuz. Tam anlamıyla gece gündüz çalışıyorlar.
Filmin hedef kitlesi kimlerden
oluşuyor?
İlk animasyon filmimiz olduğu için
yaş grubunu geniş tuttuk. Film Evliya Çelebi'nin bugünün İstanbul'undaki
macerasına paralel olarak, annesine şifa arayan Evliya Çelebi hayranı çocuk
kahramanımız Arda'nın (CAN'ın - haberin kaynağında Arda olarak yazılan isim,bir okuyucumuzun uyarısı ile burada Can olarak düzeltildi.) hikâyesini de işliyor. Ölümsüzlük Suyu gibi bizim
kültürümüze ait en önemli konularından birini anlatıyor. Bildiğiniz gibi Ab-ı
Hayat İslam Ansiklopedisi'nin birinci maddesidir. İstiklal Caddesindeki bir
esnaf, kendi dükkanını beyaz perdede, çizgi film olarak görecek. O nedenle film
hem çocuklara, hem yetişkinlere ve elbette bütün İstanbul âşıklarına hitap
ediyor.
Her Kanal Ekranını Yerli İçeriğe
Açmalı
Animasyonda neden dünya ile boy
ölçüşecek kalitede bir iş yapılamıyor. Teknik ve maddi imkânsızlıktan dolayı
mı, bu işi bilen kimseler mi yetişmiyor, eksiklik nerede?
Tek sorun mecra eksikliğiydi.
Birilerinin elini taşın altına koyması gerekiyordu. Can Soysal bunu başardı ve
yolu açtı. Şimdi özel sektör televizyonlarına geldi sıra. Her kanal, ekranını
yerli içeriğe açmalı. Hatta bunu bir koşul haline getirmeli. En azından bir
çocuk kuşağı olmalı ve bizim hikâyelerimizi bizim yönetmenlerimiz, bizim
animasyon sanatçılarımız anlatmalı. Çocuklarımızın tek seçeneği Caillou, Barbi,
Sünger Bob, Ben 10, Cedric, Ninjalar, Şirinler olmasın. Binlerce yıllık
medeniyetimizi de ekrana taşıyalım. Biz yapmazsak, yine Hollywood gelip bizim
hikâyelerimizi dünyaya anlatacak. Olimposlular: Şimşek Hırsızı gibi mesela,
Anadolu mitolojisinden bir hikâyedir. Onlar uyarlıyor, biz satın alıp
seyrediyoruz ve adına Yunan mitolojisi diyoruz… Çok başarılı senaristlerimiz,
yönetmenlerimiz, çizerlerimiz var. Yeni mecralar arttıkça, işlerin sayısı da
kalitesi de artacaktır diyorum.
Animasyonda Daha İyiye Gidiyoruz
Türkiye'deki animasyon sektörünün
gelişimini nasıl buluyorsunuz?
Türkiye'de uzun yıllardır çizgi
film yapılmaya çalışılıyor. Ancak bir sektörün oluşması için, alıcısının olması
gerekir. Amatör çalışmalarla yapılabilecek bir iş değil. Çünkü emek yoğun bir
sektör ve çok ciddi maliyetlerden söz ediyoruz. Can Soysal, Türkiye'ye bir
sektör armağan etti. 'TRT Çocuk'ta bundan sonra drama yayınlamayacağım, yerli
animasyon filmlere açacağım ekranı' dediğinde çok radikal ve cesur bir karar
verdi. Bir anda bir pazar doğdu. Ve çok iyi, umut vadeden işler yapılmaya
başlandı. Sektör daha çok genç, ama son iki yıldaki büyüme hızına bakarsak,
yolunun açık olduğunu görürüz.
Daha önce hiç animasyon projesinin
içinde yer aldınız mı?
TRT Çocuk kanalı için animasyon
projemiz oldu. Yılkı Atı adıyla yayınlandı. Senaryosu burada yazıldı, karakter
geliştirme, modelleme ve diğer tüm aşamalar Los Angeles, Mexico City ve
Jakarta'da hazırlandı. Bugün karakter geliştirme kendi şirketimiz olan Progem
Proje'de yapılıyor. Diğer aşamaları da bünyeye kaydırmaya başladık. En iyilerle
çalışarak edindiğimiz deneyimleri ülkemize taşıyoruz. Yakında dünya
standartlarında bir animasyon filmin tüm aşamalarını ülkemizde yapacak durumda
olacağız. Dediğim gibi bu da TRT'nin açtığı yol sayesinde oldu. Bizim gibi
başka şirketler de var ve çok güzel işler yapıyorlar. Yakında hepimiz de birbirinden
güzel işlerle, kendi hikâyelerimizi, bu toprağın binlerce yıllık birikimini
dünyaya anlatıyor olacağız.
Galası gökyüzünde yapılacak
Filmin yapım aşamasında kimlerden
destek aldınız?
İlk destek Sayın Başbakanımız Recep
Tayyib Erdoğan'dan geldi. Başbakanlık Türk Tanıtma Fonu'nun desteği
heyecanımızı artırdı.
Nasıl bir mesaj vereceksiniz?
Dünyaya anlatacak ne çok hikâyemiz
olduğunu bir kez daha hep birlikte görmüş olacağız. Biz mesajımızı doğru
verdik. Öyle ki Kültür Bakanlığı ve Eurimage da o mesajı aldılar ve filme
destek oldular. Tartışmasız bir dünya markası olan THY ana sponsorumuz. Tüm
yayın mecralarını filmimizin tanıtımına açarak, çok büyük destek oldu.
Filmimizin galası THY'nin Mısır uçuşunda gerçekleşecek ve bu da dünyada bir ilk
olacak. Ülkemizin dünyaya açılan bir diğer önemli markası LC Waikiki de ürün
yerleştirme uygulamasıyla filmimizde yer aldı. Dünya çapında nitelikli birkaç
markamızla daha ürün yerleştirme uygulaması konusunda görüşmelerimiz sürüyor.
Çelebi'yi Mısır'da yeniden bulduk
Yapımcı Cengiz Özdemir, Evliya
Çelebi'nin hiyakesini beyaz perdeye aktarırken çizgi film dünyasında son
yeniliklerden faydalandıklarını dile getiriyor. Bugüne kadar çizgi filmler iki
boyutlu yapılırken Evliya Çelebi, üç boyutlu olarak hazırlandı. Filmin hikâyesi
ise Mısır'da kitabının son cildini yazan Evliya Çelebi'yi yine Mısır'da bularak
başlıyor.
arda? can değil mi o
YanıtlaSileşekkürler. Haberin kaynağında o şekilde yazdığı için hatalı isimlendirme mevcut. Uyarınız ile düzeltme notunu ekledik. iyi günler dileriz.
Sil