Şenol Güneş yıllardır Türk futbolu
içinde futbolcu ve Teknik Direktör olarak yer almış, kulüp ve milli takım
düzeylerinde çok önemli tarihi başarılar kazanmıştır. Kimseye minneti olmayan,
lobi faaliyetlerinde bulunmayan, sadece işini yapan bir yapısı nedeni ile
kamuoyunda yeteri kadar öne çıkamamıştır. Bundan dolayı kendini, yaptıklarını
ifadede önemli sıkıntılar yaşamakta ve haksızlıklarla boğuşmak durumunda
kalmaktadır. Hatta dünya üçüncülüğü gibi tarihe altın harflerle yazılan mucize
bir başarıdan sonra yaşadıkları nedeni ile ta Güney Kore’ye kaçarcasına
gitmek zorunda kalmıştır. Başarının sefasını sürüp keyif çatacakken, başarının cefasını görüp kahır olmuştur. Onun yerine bir başkası olsa heykeli dikilip en üst
kademelerde el üstünde tutulabilirdi.
Dünkü Galatasaray maçı sonrası basın
açıklamasını dinleyince aynı sıkıntılarının devam ettiğini, hatta bardağı
taşıracak yeni gelişmeler ile tahammül sınırlarını zorladığını gördük. Yine de
yapıcı ve tedbir aldırıcı tespitlerde ve uyarılarda bulunarak sorumluluğundan
vazgeçmiyordu.
Bu yazıyı kaleme almamıza vesile olan
tespiti “Spor, önceleri insanları birleştirici bir faaliyet olarak yapılırdı.
Uzaklardaki insanlar spor sayesinde bir araya gelerek kaynaşırlardı. Maalesef
günümüzde insanları ayıran bir faaliyete büründü. Artık maçlar, insanları
ayıran, bölen ve kavga nedeni bir faaliyet olmaktadır. Bu acı gerçeğe karşı adaletli bir
şekilde çare bulmalıyız” anlamına gelecek açıklamalarıydı.
Futbolumuzun Güneşi batmadan bu
uyarılara, bu çığlıklara kulak vermeli ve gerekenleri adaletli bir şekilde
yapmalıyız. Bu konuda taraftardan, oyuncuya, yöneticiden, yayıncıya kadar sorumluluk
düşmektedir. Şenol hoca gibi sabırlı bir devin bu noktaya gelmiş olması
arkadaki tufanın habercisidir.
Biz kendisine yaptıkları için, duruşu
için ve uyarıcı konuşmaları için teşekkür eder, başarılarının sürmesini temenni
ederiz.
iyiturks
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
iyi ve güzel...