Mustafa Güzelgöz, Ürgüplü hemşehrileri
gibi İstanbul’a çalışmaya gider ve burada Tiftik ve Yapağı Dışsatım Birliği’nde
depo memuru olarak iş bulur; fakat II. Dünya Savaşının çıkması üzerine 1940
yılında askere alınır. Tokat’ta 3,5 sene süren askerliğinin ardından
memleketine döner. Amacı yeniden İstanbul’daki işine dönmektir; ancak ailesi
kendisinin Ürgüp’te kalıp hayatını burada kurmasını istemektedir. Güzelgöz’ün
futbol konusundaki bilgi ve deneyimi Kaymakamın gözünden kaçmaz, boş
zamanlarında Ürgüp’lü gençleri futbol çalıştırması şartıyla iş bulmayı teklif
eder, Tahsin Ağa Kütüphanesi memuresinin emekliliğe ayrılması üzerine boşalan
kadroya Güzelgöz atanır.
İlk iş olarak harf devrimi sonrasında
kütüphanenin rutubetli bir odasına atılmış olan Osmanlıca kitapları çıkartarak
kurtarır. Kütüphanecilik alanında herhangi bir bilgisi olmayan Güzelgöz,
kütüphanecilik üzerine yazılmış bir el kitabından yararlanarak modern bir
kütüphane oluşturma çabasına girişir. Yakın çevresindeki tanıdıkları ile
konuşarak ellerindeki kitapları kütüphaneye bağışlamalarını sağlar ( İleri ve
Talipoğlu, 2007).
Eşeklerle
Kitap Taşıma
Güzelgöz, kaymakamla birlikte
katıldığı heyet gezilerinde; halkın, heyette bulunan doktor öğretmen veteriner
gibi halkın gereksinimlerini karşılayan meslek adamlarına büyük saygı
gösterirken; bir kütüphane memuru olarak kendisine aynı saygının gösterilmediğini
fark eder. Bunun üzerine bir kütüphane görevlisi olarak halka nasıl faydasının
dokunacağını düşünmeye başlar. Köylünün imkânsızlıklar sonucu yararlanamadığı
kütüphaneyi onun ayağına götürmeye karar verir. Bunun için en uygun olan
yöntem, kitapları eşeklerle taşımaktır. Kitapları taşımak için gerekli olan
sandıkların krokisini hazırlayarak marangoza yaptırır. Ödünç vereceği kitaplar
içinde bir izleme defteri hazırlayarak yollara düşer. Böylece 36 köye hizmet
vermeye başlar.
Güzelgöz, Tahsin Ağa Kütüphanesinin
yeni binasına kat çıkmak ve gezici kütüphane hizmetinden daha çok insanın
faydalanabilmesini sağlamak amacıyla bakanlığa başvurarak iki adet yeni memur
kadrosu ve eşekler için yem bedelinin karşılanmasını ister. İstediklerini alır.
Bu kadrolara görevli alınırken bir eşek sahibi olması ve kendi bölgesinde en az
beş köye hizmet götürmesi şartı aranır.
Kitap sayısını arttırmak ve de
özellikle çocuk kitaplarına gereksinim bulunmaktadır. Ürgüp dışında çalışmakta
olan hemşerilerin adresini toplayabildiklerine el yazısı ile tek tek mektup
yazarak kitap göndermeleri isteğinde bulunur. Bir ay sonra mektuba cevap olarak
paketlerle kitaplar gönderilmeye başlar. Bazı Ürgüplüler gazete ve dergilere
abone olmuşlardır.
Güzelgöz’ün Ürgüp Sisteminin gelişmesi
süreci içinde özellikle değinilmesi gereken ara başlıklar bulunmaktadır:
Balzac
Okuyan Köylü
Kız
Kaçırmak İsteyen Genç
Sevdiği kızı kaçırmak isteyen genç,
Türk Ceza Kanununu alıp inceledikten sonra kanunda bu fiilin cezasının idama
kadar gittiğini; en azından 7 yıl hapis olduğunu öğrenerek bu niyetinden
vazgeçmiştir. Genç bunu öğrendikten sonra Güzelgöz’e teşekkür ederek zihninde
kurguladıklarını anlatır ve kanun kitabının hayatını kurtardığını söyler
(Güney, 1991). “Okuyan insan suç işlemez”
Kadınların
Kütüphaneye Gelmesi
Güzelgöz, kütüphaneyi sosyalleşme
merkezi olarak köy kahvesine bir seçenek haline getirmek istemektedir. Köylüyü
kütüphaneye çekebilmek amacıyla gurbetçilerden toplanan yardımlarla kütüphaneye
radyo koyar. Bu girişim sonuç vermiş ve köyün erkekleri kütüphaneye gelmeye
başlamıştır. Ancak kadınlar hala evinde işinin ve çocuğunun başındadır.
Güzelgöz kadınları da kütüphaneye çekebilmek amacıyla haftanın belirli bir
gününü onlar için ayırır. Ardından kadınların daha çok sayıda gelmelerini
sağlamak amacıyla gurbetteki hemşehrilerinden bir kez daha bağış toplayarak
dikiş makineleri satın alır.
Makine kullanmayı bilen kadınların
yardımıyla dikiş kursları açılır. Kadınların kurs vakitlerinde göz önüne dikiş,
nakış, moda, yemek yapımı ve çocuk bakımı ile ilgili kitaplar konarak
kadınların ilgi alanlarına ve ihtiyaçlarına yönelik kaynaklar sunulur. Böylece
köylü kadınlar kütüphanelere çekilerek okuma alışkanlığı kazandırılmaya
çalışılır (İleri ve Talipoğlu, 2007).
Güzelgöz'ün
Diğer Girişimleri
Güzelgöz, köylere kitap taşımak kadar
yöresinde başka girişimlere de öncülük etmiştir. Yaptığı bu çalışmalarla,
yöredeki sosyal ve kültürel hayatı zenginleştirmiştir.
Spor
teşkilatı ve Köy Gazetesi
Güzelgöz, kütüphaneleri tam anlamıyla
bir eğitim merkezi haline dönüştürmek için bunların yanına bir de spor
teşkilatı kurmuştur. Bir çok kütüphanenin yanda voleybol sahaları kurulmuş
gençlerin futbola olduğu kadar diğer spor etkinliklerine de dikkatleri
çekilmeye çalışılarak bedensel olarak güçlenmeleri amaçlanmıştır.
Karain, Mustafapaşa ve Çökek
köylerinde, köy duvar gazetesi için panolar konmuştur. Bu panolara köyle ilgili
haberler yazılmakta, Türk büyüklerinin resimleri asılmaktadır. Özelikle bu
resimleri gören köylüler altındaki yazıları da merak ederek okumaktadır (Ulus
Gazetesi, 1963).
Folklor
ve Bando Çalışmaları
Güzelgöz, Ürgüp ilçesinde ilk folklor
oyunlarını başlatır. İlk bando çalışmalarını hayata geçirir ( İleri ve
Talipoğlu, 2007).
Ürgüp’te
İlk Sinema Gösterimi ve Fotoğrafçılık Çalışmaları
Modern iletişim araçları ile Ürgüp
halkını tanıştırmak amacıyla köy köy gezerek 16 mm'lik sinema makinesiyle
gösterimler yapar. Konusu, kültür-sanat, tarım, hayvancılık ve gündelik yaşamı
kolaylaştırıcı bilgileri içeren belgesel filmleri köylerin uygun alanlarında
göstererek köylüyü bilgilendirmeye çalışır.
Ayrıca fotoğraf makineleri, agrandizör
ve baskıda kullanılan sarf malzemelerini sağlar. Saydam gösterimi için bir
makine bir de jeneratör edinir. Böylece elektrik imkânı olmayan köylere bu
hizmeti götürme imkânını da sağlamış olur (İleri ve Talipoğlu, 2007).
Ürgüp
ve Çevresinde Kooperatifçilik Çalışmaları
Güzelgöz, sosyal ve kültürel
etkinliklere öncülük etmenin yansıra yörenin ekonomik olarak kalkınması için de
çalışmalarda bulunur. Çökek köylüsünün ürettiği üzümü yok pahasına satmaktadır.
Güzelgöz köylünün elindeki ürünü değerlendirebilmesi için köylüyü
kooperatifçilik çalışmalarına yöneltir ( İleri ve Talipoğlu, 2007).
Halkına
Hizmet Götüren Gönüllüler Yarışması
1963 yılında Amerika’da dünya çapında
bir yarışma açılmıştır. Amerikan devletinden bağımsız olarak düzenlenen bu
yarışma, halkına gönüllü olarak hizmet eden yaratıcı insanlar arasında
düzenlenmektedir. Yarışma ile ilgili çağrının Devlet Planlama Teşkilatına
ulaşması üzerine adayın kim olabileceği düşünülür. Teşkilatta memur olarak
çalışmakta olan bir Ürgüplünün önermesiyle Güzelgöz, DPT‘ye çağrılır.
Hazırlanan evraklarla beraber gönderilen çalışmaların yerinde incelenmesi
isteği üzerine Amerika’dan üç kişi gelerek çalışmalarda bulunur. Bölgedeki
yüksek okuma yazma oranı ve kütüphanecilik sisteminden çok etkilenirler.
Çektikleri fotoğrafları ekledikleri olumlu görüşlerinin yer aldığı rapor
yarışma jürisine sunulur.
21 Kasım 1963 tarihinde tüm dünyadan
önerilen adayların eserleri toplanır. İlk eleme sonrasında Türkiye, İtalyan ve
İspanyol rakipleriyle finale kalmıştır. İspanyol aday Miguel, dağ ve ova
köylerine salgın hastalıklara karşı aşı götürmüş, yaptığı aşılarla halkının
sağlığını kurtarmış, özellikle çocuk ölümlerini aza indirmişti. İtalyan aday
Jiordano ise köprü altı çocuklarını okutmuş onları topluma kazandırmak için
uğraşlar vermişti (Baykurt, 2007).
Jüri üyelerinin yarısı ödülü İtalyan
adaya verme yanlısıdır. Türkiye’den yana olan Jüri başkanı Dwight Cook yaptığı
konuşmada Güzelgöz’ün yaptığı hizmeti toplumsal bir önlem olarak gördüğünü
çocukların köprü altına düşmemesi için bu çalışmaların yapıldığını söyler. Eşit
olan oylamada başkanın oyu ile Türkiye kazanır. Dünya’da ve Türkiye’de sonuç
büyük yankılar uyandırır. The Lane Bryant Uluslararası İnsanlık Hizmetinde
Gönüllü Takdirnamesi aldı.
Amerikan
Elçisinin Ziyareti ve Cip Hediye Edilmesi
Yaptığı çalışmaları ile ulusal ve
uluslararası pek çok yayın kuruluşunda yer alan Güzelgöz ‘e ilk olarak 1963
yılında Amerikan Barış Gönüllüleri kuruluş tarafından 1960 model bir cip hediye
edilir. Amerikalı İktisadi Kurul Başkanı Vandayk, Ürgüp’te Nevşehir valisine
Tahsin Ağa Halk Kütüphanesine hediye edilen cipin devir teslimini yapar.
Güzelgöz , 1967 yılında Amerikan
büyükelçisinin Ürgüp’e yaptığı gezide, kendisinin karşılayarak yürüttüğü
çalışmalar hakkında bilgi verir. Gördüklerinden etkilenen büyükelçi kütüphaneye
bir pikap araç hediye eder (İleri ve Talipoğlu, 2007).
Soruşturma
ve Jübile
Güzelgöz, Kütüphane Müdürlüğü dışında
on iki kurumda daha görev almaktadır. Başarıyla ve büyük bir şevkle yürütmekte
olduğu bu görevler onu bölgesel kalkınma önderi haline getirmiştir. Tüm bunlara
karşın asli görevi olan kütüphane müdürlüğünü ihmal ettiği ve yürütmekte olduğu
diğer görevlerinde şahsi çıkar sağladığı şikayetleri üzerine bir soruşturma
açılır. Soruşturmayı yürütmek için Ankara’dan müfettiş gelmiştir. Güzelgöz
bunca emeğinin ardından kendisi hakkında açılan bu soruşturma ile ilgili olarak
yaptığı bunca hizmete karşın ortada bir politika olduğunu, kıskançlık ve fesat
olduğunu hiç düşünmediğini belirtmektedir (Baykurt, 2007).
Müfettiş yaptığı incelemeler sonucunda
kütüphane çalışmalarını aksattığı ve görev aldığı diğer kurumların ödeneklerini
çıkarı için kullandığı sonucuna varır. Yaşanan tüm olaylarda hep yanında olan
yetkililerden destek bulabileceğini sanır ancak yanılır. Güzelgöz soruşturma
döneminde ve sonrasında yalnız bırakılır.
Teftiş sonucunda üç maaş indirilmesine
karar verilmiştir. Görüşmek amacıyla gittiği Nevşehir valisi Mehmet Bey,
Güzelgöz’e onun adına emekliliğini istediğini söyler.
Güzelgöz’e 1972 de bir jübile
düzenlenir. Bu jübileye resmi makamlar da dahil olmak üzere üniversiteden
öğretim elemanları, Ürgüplüler ve İstanbul’dan gelen konuklar da katılır.
Görkemli geçen tören sonunda Güzelgöz yaptığı veda konuşması ile 28 yıllık
kütüphanecilik görevine 50 yaşında veda eder.
Bir İstanbul ziyaretinde Millet
Kütüphanesi’nde kendisi hakkında bu olumsuz raporu yazan müfettiş Şemim Bey'le
karşılaşır. Aralarında geçen konuşmada raporu olumsuz yazması için kendisine
baskı yapıldığını söyler ancak tüm ısrarlarına rağmen Güzelgöz, kimin baskı
yaptığının öğrenemez (Baykurt, 2007).
Mavi
Kitap
Mustafa Güzelgöz’ün kıymetini
bilenler, çabalarını bir kitapta topladılar. Baykurt’un Mavi Kitap olarak
adlandırdığı çalışma, Türk Kütüphaneciler Derneği İstanbul Şubesi tarafından
Mustafa Güzelgöz ve Eşekli Kütüphane adı ile çıkarıldı. Kitap, Güzelgöz'le
ilgili görseller, çeşitli gazetelerden haberler ve devlet kurumları arasındaki
yazışmalardan oluşan görsel ve yazılı materyallerin bir araya getirilmesi ile
oluşmuştur. Güzelgöz’le yapılan bir söyleşinin de yer aldığı kitap, gezici
kütüphaneler olgusunu ve Güzelgöz’ü çeşitli açılardan ele alan makalelere de
yer vermektedir.
Hakkında
Yapılan Diğer Çalışmalar
Fakir Baykurt'un kaleme aldığı Eşekli
Kütüphaneci adlı roman, Ürgüp’ü görmeye gelen Yunan’lı genç Dimitrios’un
gözünden konu edilmektedir. Roman, Güzelgöz, yöresel bir aşık olan Refik
Başaran, Ürgüp ve Yunanistan’ın Larissa kentlerinin kardeş kentler olmasının
anlatıldığı üç öykü sarmalının içinde işlenmiştir.
Bir diğer çalışma, Aydın İleri ve
Tayfun Talipoğlu’nun ortak çalışması olan kitaptır. İlk baskısı 2006 yılında
yapılan Eşekle Gelen Aydınlık adlı bu çalışma, Güzelgöz’le ilgili makalelere,
basında çıkan haberlere, köşe yazılarına, karikatür ve zengin bir fotoğraf
içeriğine yer vermektedir. Talipoğlu’nun Güzelgöz'le yapmış olduğu röportajın
yer aldığı bir CD yi ek olarak veren kitap, Mavi Kitap'ın güncellenmiş ve
zenginleştirilmiş bir versiyonu olarak görülebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
iyi ve güzel...