Gelecek yapay zekâda mı?


Bu günlerde dikkatimizi yoğun bir biçimde "Yapay Zeka" güzellemeleri çekiyor. Hız, kolaylık, tasarruf, güvenlik, güvenilirlik,hatasızlık, kesinlik gibi kilit kelimeler ile bu işin insanlara sunumu harika bir biçimde yapılıyor. Bu konuda yazdığımız bir yazı sonrasında İnternet ortamında bir gazetede röportaj formatında bir reklam yazısına denk geldik. Bu yazıyı büyük bir merakla ve büyüdükçe büyüyen sorular ile okuduk. Soruların çıktığı noktalara işaret koyup, yapabildiğimiz kadar soruları peşinen altlarına ekledik. Peki diye başlayan bu sorular çoğaldıkça çoğaldı ve ayrı bir yazı olacak büyüklüğe vardı. Hem sorular ile birlikte ilgili yazıyı burada paylaşmayı hemde sorular yazısını ayrı bir sayfada paylaşmayı işe yarar bularak planlamayı bu biçimde yaptık. Aşağıda ilgili yazı ve eklemeleri bulunurken, bir sonraki yazıda ise soruların ayrı bir yazıya dönüşmüş hali bulunacaktır. İyi okumalar dileriz. iyiturks

Gelecek yapay zekâda mı?

Yapay zekâ (Artificial Intelligence/ AI) son yıllarda sıklıkla gündeme gelen bir konu. Geçmiş senelerde yapay zekâ konusunda bir takım adımlar atılmıştı, ancak belirli sınırlar vardı. Gelişen teknolojiyle birlikte bu sınırlar artık aşılıyor. Böylece yapay zekâ veya kısaca AI, artık iş hayatından günlük hayata kadar yayıldı. Hatta uzmanların açıklamalarına göre önümüzdeki dönemlerde yapay zekâda daha da önemli gelişmeler yaşanacak.

Daha önce bilim kurgu filmlerinde sıklıkla gördüğümüz, ama şu anda kullandığımız akıllı telefonlardan birçok cihaza kadar kendine yer bulmuş olan yapay zekâ tam olarak neler sunuyor? Daha neler başka neler olacak? Bu ve daha fazla sorunun cevabını Microsoft Türkiye Kamu Sektörü ve Kamu Yatırımlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. R. Erdem Erkul verdi. Erdem Erkul ile keyifli ve bilgilendirici bir röportaj gerçekleştirdik.

Soru: Teknoloji hızlı şekilde gelişiyor. Mesela cep telefonları özellikle son 10 yıl içinde ne hale geldi. Artık telefon olmaktan çıktılar ve birer bilgisayara dönüştüler. Bununla birlikte otomotiv ve diğer alanlardaki gelişmelere de şahit oluyoruz. Fakat yapay zekâ diğerlerinden daha farklı görünüyor.

Yapay zekânın getirdiği yenilikler hepimizi, şirketleri ve kamu kuruluşlarını yakından etkiliyor. Yeteneklerimiz artıyor, işlerimizde hızlanıyoruz, daha kesin kararlar veriyoruz ve özellikle halk sağlık ve emniyet gibi kamusal konularda hızlı ve etkili sonuçlara varıyoruz. Yapay zekânın sağladığı kolaylıklar sayesinde daha verimli ve daha güvenli bir yaşam sürebiliyoruz. (Peki: Yetenekleri artan Yapay Zeka, işleri hızlanan işverenler, kesin kararlar alan her ikisi! Yetenekleri gerileyen insanlık, hıza kurban giden insanlık, kesin kararlara maruz kalan insanlık! Bu gelişmelerin nereye varacağını kestirmek istersek nasıl bir sonuca varabiliriz? Bu kadar kısa bir yaşam sürecinde başa çıkılmayan bu hız, yetenekleri azalan insanlık ve geri dönüşü olmayan kararlar neticesinde insan hangi ara yaşamın keyfine varacak, insan olmanın tadını çıkaracak? Örneğin, sağlık kuruluşları hasta bakımını iyileştirmek, toplum sağlığı sorunlarına hızlı yanıtlar vermek ve sağlık maliyetlerini düşürmek için yapay zekâya dayalı çözümler kullanmaya başladılar. Sağlık görevlileri yapay zekâya dayalı çözümlerimizle, hasta gizliliğini, tanıyla ilgili bilgileri ve eylemlerin önceliğini yönetebiliyor. Kanser gibi hayati tanılar daha keskin bir şekilde karara bağlanıyor. Bu çözümler tüm hastaneye hatta tüm sağlık sistemine yayıldığı zaman, veri güvenliği eksiksiz olarak sağlanmış oluyor ve sürekli gelişen ve öğrenen sistemlerle sağlıkta daha kesin kararlar alınabiliyor. (Peki: Hep daha hızlı daha hızlı daha hızlı şeklinde önceleme yapıyoruz. Niye daha hızlı daha hızlı daha hızlı olmak durumundayız? Daha hızlı olmanın sonu nereye varıyor? Daha hızlı olmanın zorunluluğu neye dayanıyor? Bu hızın bir sonu var mı? Hız mecburiyeti, hız fetişizm bize nelere mal oluyor, neleri kaçırıyoruz? İnsanların en hassas olduğu yerlerden sağlıktan örnek veriliyor. Haha hızlı olmak hastalıkları azaltıyor mu, tedavileri kesin bir sonuca ulaştırıyor mu? Yoksa hayatı bir mezbahaneye mi çeviriyor? Hızla hasta ol, teşhis konsun, tedavi ol, ve çekil kenara. Hızın hayatımızdan götürdükleri nedir? Bu kadar hızlı yaşam yaşam mı? İnsan hangi hızdan sonra insanı yanlarını, dünyevi olanları yitiriyor? İnsan limitli olan yaşamını bu hıza neden kurban etmek zorunda kalıyor? Hastalıkta, sağlıkta, yaşamda ölümde, başarı da başarısızlıkta insana özgü, dünyevi yaşama ait olanlar; Bunları hıza bağlı kılıp, Yapay Zekaya kattığımızda insan ne kadar insan, dünya ne kadar dünya kalabilecek?) Diğer yandan, dünyanın çeşitli yerlerinde, trafik sıkışıklığını azaltmak için video ve görüntü tanıma teknolojileri kullanıyor. Ya da, Hac zamanında olduğu gibi, bilekliğe gömülü kimlik işaretleri gibi çözümlerle büyük kalabalıkların güvenliği sağlanabiliyor.



Tüm bu faydaların bir şehirde toplandığını düşünürsek, "akıllı şehirler" kavramını ele alabiliriz. Bu anlayış dünyada giderek yayılıyor. Anlık verileri kullanan ve bunlarla öğrenip gelişen yapay zekâ çözümleriyle, belediyeler daha verimli işler sunuyor, vatandaşlar da belediye hizmetlerinden daha çok fayda sağlıyor. Kamu güvenliği artıyor, suçlar azalıyor, kamu/iş dünyası ilişkisi daha sağlam hale geliyor, altyapı ve sürdürülebilirlik çalışmaları güçleniyor böylece vatandaşlara dünya standartlarında hizmetler sunuluyor. Yönetimler, sorunlar oluşmadan önce bunları daha rahat öngörebiliyor ve kamu işlerini proaktif olarak hızlı kararlarla yönetebiliyor. Kaynakların verimli kullanılmasında büyük rolü olan yapay zekâ çözümleriyle yönetimler güçlü, esnek ve bütçe dostu araçlara kavuşuyor. Finansal operasyonlar daha düzenli ve kesintisiz hale geliyor. Tüm bunlar sayesinde, kamu yöneticileri bilinçli kararlar alarak güçleniyor. Aynı zamanda, vatandaş memnuniyeti artıyor, karmaşaların önüne geçiliyor ve belediyeler hızlı yatırım getirisi sağlıyor. (Peki: : Kamu güvenliği artıyor iddiası karşısında; Kamusal alan her yer olmuyor mu? Suç her yerde, her şekilde, herkesçe işlenme ihtimalı olan ve bu ihtimal ile aynı kapsamda tedbirler alınan bir duruma girilmiyor mu?Daha verimli ve daha güvenli bir hayat sürebiliyoruz iddiasının gerçek hayattaki karşılığı nedir? Her tarafı güvenlik duvarları, kameralar, şifreler vd ile örülü bir hapishane mi; Yoksa güvenli, özgür, rahat, keyifli açık şehirler, açık evler, açık dükkanlar mı? Binlerce kilidin, binlerce şifrenin, binlerce aracın, binlerce şüphenin tutsağı insanlık mı; Birbirine güvenen, kilide, şifreye ihtiyaç duymayan bir insanlık mı? Kolaylık denilenler hayatı daha zorlaştırıyor mu; Güvenlik denilen hayatı daha da tehlikeli bir hale mi getiriyor? Niye kendimizi, toplumumuzu, yaşamlarımızı güvensiz adedip bunu cihazlar üzerinden kendi gardiyanımızı, kendi hapishanemizi, kendi güvensizliğimizi yaratıp üstüne üstlük birde buna para verip, buna mahkûm bir düzen kuracağımıza; Bir birimize güveni tesis edip, kendimizi bu cendereden, bu yabancılaşmadan, bu tutsaklıktan alıkoymuyoruz?)

Microsoft olarak, şehirlerin akıllı teknolojilerle buluşması amacıyla, IoT teknolojisi, güvenilir Azure bulut çözümleri ve Azure Government bulut platformları ve diğer yapay zeka çözümlerimizi tüm dünyadaki yönetimlerle buluşturuyoruz.

Belediyelere ve devlet kurumlarına, tüm bu çözümlerimizi Microsoft "CityNext" platformu üzerinden sunuyoruz. Akıllı şehirler meydana getirmek üzere yeni iş birliklerine imza atıyoruz ve yönetimleri güçlendiriyoruz. Bulut bilişim, büyük veri ve yapay zeka çözümleri ile desteklenen bilgilendirme ekranları ve iletişim platformlarıyla belediyeler daha hızlı, daha iyi hizmetler sunuyorlar. Sulamadan, enerji tasarrufuna, toplu taşımadan, güvenlik ve emniyet takibine kadar bir çok alanda hizmet kalitesinin ve kullanıcı deneyimin arttığını, dönüştüğünü görüyoruz. Bugün dünyada 130 ülke vatandaşlarına online hizmet sağlıyor. McKinsey tarafından yapılan bir araştırmaya göre, akıllı şehir uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte, belediyelerin altyapı harcamalarında %40 düşüş ile 1 trilyon dolar tasarruf sağlama imkanı var. İşte biz Microsoft olarak, teknolojimizle bu muazzam tasarruf fırsatını, daha iyi hizmet verme güdüsüyle birleştirmek ve belediyecilikte yeni bir sayfa açmak istiyoruz.

Microsoft bu yıl IDC Spotlight Anketi'nde akıllı şehir dijital dönüşümlerini mümkün kılan şirketler arasında "güven ve müşteri memnuniyeti" konusunda en iyi ve en güçlü şirket seçildi. Bu gücümüzü belediyeler için yeni hizmet modellerini geliştirerek genişletmek ve bölgede akıllı kamu ve akıllı belediyecilik anlamında, paydaşlarımızla birlikte örnek gösterilmek istiyoruz. Hedefimiz Türkiye'nin dijitalde dünya standartlarını yakalamasına ve vatandaşların en modern hizmetleri almasına yardımcı olmak.

Kendi kendine öğrenebilen bir araç olduğunu söylüyorsunuz. Bu konuyu biraz daha detaylandırabilir misiniz?

Yapay zekâyı önümüzdeki en büyük teknolojik değişim olarak ele alıyoruz. Tanım olarak yapay zekâ, insanların düşünme modellerini, davranış şekillerini ve hareketlerini birebir gözlemleyip, analiz ederek yapay yönergeler çıkaran akıllı sistemler anlamına geliyor. Yapay zekâ, tek başına veri işlemenin ve veri anlamlandırmanın ötesinde bir gelişme. Yapay zekâ sistemleri belirlenmiş parametreler çerçevesinde zekâ gerektiren sorunları çözüyor. Sürekli öğrenen sistemler oldukları için, belirlenmiş kalıpların üzerine tecrübeleri ve yeni bilgileri de katarak sorunlara yeni çözümler getiriyor.

Yapay zekâya sahip robotları, bilgisayarları yıllardır bilim kurgu filmlerinde görürdük. Aslında yapay zekâ uzun bir zamanlar insanların aklında olan bir konu değil mi?

Evet, yapay zekâ düşüncesi yepyeni bir şey değil. Aslında 70 yıllık bir geçmişe sahip, fakat ancak günümüz teknolojileri yardımıyla, yapay zekâyla ilgili teoriler gerçeğe dönüşebildi. Bulut bilişimin yaygınlaşması ve artan veri hacmi, yapay zekânın bugünlere gelmesini tetikledi. Microsoft, " her eve bir bilgisayar" mottosu ile PC kullanımını dünyada yaygınlaştırdı, şimdi de yapay zekâyı yaygınlaştırıyoruz.

Peki geleceği nasıl görüyorsunuz?

Tüm dünya için olduğu gibi, Türkiye için de büyük bir fırsat var yapay zeka konusunda. Türkiye'nin de içerisinde olduğu Ortadoğu ve Afrika Bölgesi'ne yapay zeka teknolojilerinin toplam ekonomik getirisinin 2030'a kadar yaklaşık 16 trilyon dolar civarında olması bekleniyor. Dünya Ekonomik Forumu'nun Mayıs 2017 tarihli MENA Bölgesindeki geleceğin iş imkânları raporuna göre, bugün Türkiye'deki ekonomik faaliyetlerin %52'sinin otomasyona yatkın olduğu tahmin ediliyor. Yapay zekâ, operasyonel iş yükünün büyük bölümünü oluşturan rutin, sık ve tekrar eden işlerde harcanan zamanı ve eforu düşürmek için en etkili yöntemlerden biri olacak.

Önümüzdeki yıl, 12,5 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan yapay zeka pazarı global ekonomiye yön verecek. Dijital projelerin gelecek yıl itibarıyla %40'ı yapay zekâ tabanlı olacağı öngörülüyor. 2020'de kamu personelinin %15'i otonom işleri bilgisayarlara ve akıllı sistemlere devredecekler. Bunun bir kısmını şimdiden e-devlet uygulamalrı ile görmeye başladık bile. Önümüzdeki dönemde kamu hizmetlerinin daha da yapay zeka ekseninde şekilleneceğine ve vatandaşlara daha nokta atışı, birebir ihtiyaç odaklı hizmetler göreceğiz.

Yani yapay zekâ insanların işlerini yapmasını kolaylaştıracak ve hızlandıracak diyebiliriz...

Yapay zekâ, insandan üstün bir varlık oluşturmak için değil, insanın hayatını kolaylaştırmak için geliştiriliyor. (Peki: İşleri, uğraşları, sorumlulukları ve kendine duyulan güven duygusu sürekli azalan; Bununla birlikte bu azalmaya bağlı olarak gelişme ihtiyacı, zorunluluğu kalmayan bir insan bırakın ilerlemeyi, gerileme sürecine girerken; Öte yandan her geçen gün yetenekleri, yaptıkları, sorumlulukları ve kendine olan güven duygusu artan Yapay Zeka karşısında bu “Üstünlük” konusu nasıl sorun olmayacak? Yapay Zeka konusu övülürken, anlatılırken bile İnsana karşı “Üstün” yanları parlatılıp, insanın zayıflıkları negatif bir seçim kriteri olarak sunulurken insan nasıl bu üstünlüğünü koruyabilecek? İnsan hayatını sürekli kolaylaştırmaya yönelik bu propagandanın neticeleri nelerdir? Gerçekten de insan hayatı kolaylaştıkça kolaylaşıyor mu? Yoksa her kolaylık peşinden kat be kat zorluklar mı getiriyor? Kolaylaştırmanın amacı/limiti nedir? Neden durmadan insan hayatını kolaylaştırmaya çabalıyoruz?) Günümüzde, bağlı cihazların maliyetleri düşmeye devam ettikçe, kamu hizmetleri için de potansiyeller atmaya başladı. Dünyada ve Türkiye'de yerel yönetimler ve devlet kuruluşları sensörler tarafından oluşturulan verileri analiz etmek için yapay zekayı kullanmaya başladı. Bunlar, hava kirliliğini ölçen sensörler, asfalt çökmesi gibi altyapı sıkıntılarını tespit eden sensörler, yangın gibi beklenmedik felaketlerde anında müdalele sistemlerini devreye sokan sensörler olarak sıralanabilir. Kamuda yapay zeka özellikle sorunları hızla tanımlamak ve değerlendirmek için harcanan zamanı azaltıyor.

Yapay zekâ, yetenekli ve işleri basitleştiriyor. Fakat insanlar herhangi bir şey yaparken, mesela bir şarkı bestelerken veya kitap yazarken, duygularından yararlanıyor, hayal gücünü kullanıyor. Yeri geldiğinde işle ilgili veya başka bir konuda kritik bir karar verip, seçim yapmak zorunda kalıyor. Yani bizi biz yapan özelliklerden söz ediyoruz. Yapay zekâyla aramızda çok fark var.

Yapay zekâ, insanın hayatını kolaylaştırması için geliştiriliyor. Şu ana kadar gelinen noktada, robot ve yazılımların taşımadığı insani özellikler, yani insanı robotlardan ayıran büyük farklar bulunuyor. Yapay zekâda olmayanları bilinç, müzakere yeteneği, etik ve sorumluluk, seçim ve özerklik, hayal gücü, duygusallık ve eğlence/ağrı duygusu sıralayabiliriz. Aynı zamanda yapay zekânın dikkat çekici üstünlükleri de var. Bir doktor yaklaşık 10 dakikada tanı koyabilirken, yapay zekâ sistemi aynı anda bir milyon tutarlı sonuca ulaşabiliyor. Bir doktor bu hızı ve keskinliği sunan bir çözüm kullanınca, tıp gibi hayati bir sektörde kararlar çok daha doğru alınabiliyor.

Bu sistemler karar verme sürecinde önyargılı görüşler yüzünden konu dışına çıkmıyor. Operasyonel yeteneklere sahip yapay zekâ sistemleri fazla iş yükü nedeniyle işlerini durdurmuyor, ara vermiyor. Giderek daha fazla öğrenen yapay zekâ sistemleri, bu sayede daha kesin sonuçlar vermeye başlıyor,



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

iyi ve güzel...