Geçen yazıda CCL’in (Center for Creative Leadership) yaklaşık 15 yıl süren bir araştırmasından söz ettim. CCL çalışmasında temel olarak üstün performans gösteren üst düzey yöneticilerle “inişe geçen” veya gelişimi bir platoya oturan yöneticileri karşılaştırdı. Amaç; yöneticilerin üst düzey pozisyonlara ulaşabilmek ve bu rolü başarıyla sürdürebilmek için neye gereksinimleri olduğunu çıkarmaktı.
Araştırmada “inişe geçen” yönetici; işten çıkarılmış, daha alt bir pozisyona geçirilmiş ya da kariyeri artık bir düzlüğe erişmiş yönetici olarak tanımlanıyor. İstisnasız her seferinde bu yöneticinin, inişe geçmeden önce kariyerinde ilerlemek için yüksek potansiyele, dikkat çekici bir performansa ve sağlam bir liderlik pozisyonuna sahip olduğu görülüyor.
“İnişe geçen” yöneticilerde beş temel özellik ortaya çıkıyor:
1. İnsanlarla ilişkilerinde problem yaşıyorlar
2. Yetenekli insanları ekiplerinde toplayamıyorlar ve ekiplerini iyi yönetemiyorlar
3. İş hedeflerine ulaşmada başarılı olamıyorlar
4. Değişemiyorlar veya değişime uyum sağlayamıyorlar ya da bunu istemiyorlar
5. Geliştirdikleri uzmanlık alanına (Örneğin; finans) saplanıp büyük resmi kaçırıyorlar ve organizasyonun bütününü ve nereye gittiğini göremiyorlar. Bunlar aslında üst düzey bir role henüz hazır olmayanlar.
Her hangi bir teknik rolden yönetici rolüne geçen her yönetici, şu veya bu şekilde yukarıdaki yetkinliklerden birinde veya birkaçında eksiklik yaşayabiliyor. Ümit verici olan şeyse; uzun kariyerlerinde başarılı olmuş yöneticilere bakarak stratejiler oluşturmaları mümkün. “İnişe geçmenin” ve “raydan çıkmanın” önüne geçmek aşağıdaki dört liderlik yetkinliğini geliştirerek, güçlendirerek ve çeşitlendirerek mümkün olabilir:
1. İlişkileri başarıyla yönetmek
2. Yeteneği bulmak, ekibini iyi yönetmek
3. İş hedeflerine ulaşmak
4. Uyum ve değişime açıklık
Birlikte iş yaptığı kişilerle çalışabilme yetisi başarılı yöneticilerle “inişe geçenleri” kesin bir biçimde birbirinden ayırıyor. İlişkileri geliştirme ve sürdürme yetisi olan yöneticiler için patronları, çalışma arkadaşları ve ekibi sıklıkla o yöneticinin iyi bir dinleyici olduğunu, işbirliğine yatkın olduğunu, başkalarının düşüncelerini desteklediğini, güvenilir ve dürüst olduğunu söylüyor.
“İnişe geçenlerin” ortak yanı ilişki kurmayı becerememeleri. Onlar için sıklıkla söylenen: Duyarsız, yarışmacı, eleştirel, çabuk kızan, kendini beğenmiş, insanları kullanan biri olduğu ve diktatör gibi davrandığı.
İlişkileri Geliştirmek
“İnişe geçişte” iyi ilişki kuramamanın payının bu kadar önemli olması, bir ihtimal bu alanda yerleşmiş alışkanlıkları değiştirmenin pek de kolay olmamasıyla ilgilidir. Alışkanlıkları değiştirmek zor olabilir ama olanaksız değildir.
Bilmemiz gereken ilk şey; “kişiliğimizin” değil, alışkanlıklarımızın değişeceğidir. Başka türlü söyleyecek olursak; değişmek demek, yeni beceriler kazanmak demektir.
İlk adım: “Galiba bir şeyler ters gidiyor, anlaşılan bir şeyleri değiştirmem gerekiyor” diyebilmek çok önemli. Yani bir çeşit “farkındalıktan” söz ediyorum. İşaretleri kendi yaşantımızdan alamıyorsak, emin olamıyorsak çevremizdeki insanları dinleyebiliriz. Çalışma arkadaşlarım, yöneticim, ekibim ya da müşteriler insanlarla kurduğum ilişkilerin kalitesiyle ilgili bana bir şeyler söylüyor, uyarıyorlar mı? Toplantılarda insanlar gergin mi? Benden destek isterler mi? Bu seyrek olan bir şey midir, yoksa sıklıkla ne düşündüğümü sorarlar mı? Çabuk kızan biri miyim? Benzer uyarıları ailemden, arkadaşlarımdan da alıyor muyum? Buradaki “evetleri” ciddi uyarılar olarak almam gerekir.
İkinci adım: Öğrenme ilkelerinin hepsi önemlidir. Ama iki tanesini, özellikle beceri öğrenme söz konusu olduğunda aklımızdan çıkarmamamız gerekir:
1. Eğer bir problem aşılamayacak kadar büyükse parçalara böl.
Aslında bu ilkeyi sağduyumuzla hep uygularız. Örneğin araba kullanmayı öğrenmek istediğimde, önce trafiği olmayan yerlerde dolaşırım. Ağırlık çalışacaksam, önce kaldırabileceğim bir yükle başlar, sonra azar azar ağırlığı arttırırım.
2. Öğrenmeyi pekiştirmek için “tekrar et”.
Eğer bir an önce İstanbul trafiğine çıkmak istiyorsam arabayı sık kullanmam gerekir. 100 kiloyu kısa sürede kaldırır hale gelmek istiyorsam, haftada bir saat değil, her gün beş saat çalışırım. Yetkinlikler/beceriler/yetenekler tekrarla gelişir. Adalelerimiz gibi.
Önümüzdeki yazıda bu iki ilkeyi ilişkilerimizi geliştirmede nasıl kullanabileceğimiz üzerinde duracağız.
Kaynak: Emre Konuk - İşte İnsan - 11.06.2006
Güzel bir yazı, teşekkürler
YanıtlaSilwww.suatsaygin.net