Robot Olimpiyatları İstanbul'da...

Türkiye’de olimpiyat, dünya futbol ya da Avrupa kupası şampiyonaları olsa ortalık nasıl ayağa kalkacaksa; Robot Olimpiyatları da öyle olmalı aslında. Ama çoğumuz 15 yıldır yapılan Robot Olimpiyatları’nın ne olduğundan, bu yıl İstanbul’da yapıldığından Türkiye’nin bu yıl sekiz takımla katıldığından, hatta iki kez birincilik aldığından bile bihaberiz

Futbol temalı Robot Olimpiyatları, bu yıl 5-11 Temmuz’da İstanbul Fuar Merkezi’nde yapılacak. Bu yıl 15’incisi düzenlenen olimpiyatların ilki 2007’de Japonya’da düzenlendi. Yapay zeka araştırmacıları, geliştirdikleri teknolojileri uygulayacak bir alan bulabilmek ve diğer yapay zekacıların yaptıklarıyla kıyaslamak için bir problem ortaya attılar. “Robotlar nasıl futbol oynar?” sorusundan yola çıkarak, herkesin ilgisini çeken futbol konusunda yapay zeka araştırmalarına başladılar. Aslında, robot bilimcileri motive eden en büyük olay, Deep Junior adlı robotun, dünyanın en ünlü satranç ustası Kasparov’u satrançta yenmesiydi. O günden sonra yapay zekacılar, satrançla yetinmeyip, futbola da el attı ve bugün 15’incisi yapılan RoboCup 2011 Olimpiyatları’na kadar işi götürdüler.

2002’ye kadar Robocup Olimpiyatları’nın ana teması futbolken, Kobe’deki büyük depremden sonra, arama kurtarma robotları için de kolları sıvadılar. Bugün Robot Olimpiyatları’nda futbol ve arama kurtarma robotları farklı alanlarla yarışıyor. İlk yıl katılımcı ülke sayısı 11’ken zamanla 40’a çıkması, yapay zeka alanında çalışan mühendisler arasında büyük bir rekabet olduğunu gösteriyor.


RoboCup Olimpiyatları, aslında ilk yapıldığı gün büyük bir iddiayla ortaya çıktı: 2050’de, o yılın şampiyonu insan milli takımına karşı, robotlardan oluşan bir futbol takımı çıkarmak ve maçı FIFA kurallarına göre oynayıp kazanmak. Başlangıçta sadece 2050 belirtilmişken, mühendisler 2006’da tam tarihi verdiler; 17 Temmuz 2050 Pazar.  Hatta, olimpiyatlara ev sahipliği yapan Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Levent Akın’ın gözlerimin büyümesine neden olan bir iddiası daha var: “2050’de robot teknolojisinde çok büyük bir gelişme olacak. Robotlar, insanlardan farklı olmayacak. Takımların insan mı robot mu olduğunu formalarından ayırt edebileceksiniz.”


Bu yılki RoboCup’a 40 ülkeden 1500’e yakın robot katılıyor. Ülkeler adına üniversiteler ve liseler yarışıyor. Türkiye sekiz takımla temsil edilecek. Üniversiteler kategorisinde ev sahibi Boğaziçi üç, İTÜ iki, Yıldız ve ODTÜ birer takımla, liseler kategorisindeyse, İzmir TAKEV Anadolu ve Fen Lisesi yine birer takımla Türkiye’yi temsil edecek.
İRANLI ROBOT BİLİMCİLER ASKERLİKTEN MUAF
En fazla katılımcısı olan ülke İran. İran, robot bilimini ve yapay zekayı bir devlet politikası olarak belirlediği için bu konuda oldukça ileri bir teknolojiye sahip. Robocup’un organizasyon komitesinde başkan yardımcısı ve aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi takımı adına yarışacak takımın lideri Çetin Meriçli, İran’da Robocup’un herhangi bir kategorisinde ilk üçe girenlerin, üç yıl süren askerlikten muaf olduğu bilgisini veriyor. Sonra da espriyi patlatıyor: “Bizde böyle bir şey yapılsa, bizimkiler Mars’a gider, oradan kart bile atar.”

DÖRT KATEGORİDE YARIŞACAKLAR

* RoboCup Olimpiyatları için, 15 bin metrekarelik fuar alanına, değişik ebatlarda futbol sahaları ve tribünler kuruldu.
* Favoriler Almanya, Avusturya, İran ve ABD. Boğaziçi Üniversitesi’nin takımıysa arama kurtarma alanında favori.
* Dört ana kategori var: RoboCup Futbol, RoboCup Arama Kurtarma, RoboCup@Home ve RoboCup Çocuk. RoboCup Futbol Ligi’nin altında altı kategorinin sadece birinde futbol FIFA kurallarına göre oynanıyor.
* Takımların yıllık bütçeleri 100 bin doların üstünde.
* Seyirci ilgisinin en yüksek olduğu ülke Japonya. RoboCup Olimpiyatları’na 40 bin civarında izleyici katılıyor.
* Robotlar bu yıl ilk kez yarışma alanının dışına çıkacak. Bir süpermarkete gidecek, ellerine bir alışveriş listesi verilecek. O listeye göre reyonların arasında, istenen ürünleri, istenen adet kadar alıp sepete atacaklar.
* Türkiye’de bu olimpiyatları izlemek isteyenler Biletix’ten 23 liraya bilet alarak, İstanbul Fuar Merkezi’nin yolunu tutacak.
* Seyirciye açık kısım 7-10 Temmuz arasında. Zira robotların, geldikleri ülkelerdeki ışık ve zemin gibi koşullarının sahaya uyarlanması için zamana ihtiyaç var.
* Ödüller arasında en çok dikkat çekeni ‘en iyi insansı robot tasarımı’na verilen, Louis Vuitton’un özel tasarımı ve yaklaşık 20 bin Avro değerindeki kristal kupa. Ancak bu kupa kazanan takımda kalmıyor. Sadece 15 dakikalığına fotoğraf için veriliyor ve Louis Vuitton tarafından tekrar korumaya alınıyor.
* RoboCup’ın da bir federasyonu var. Bugüne kadar İsviçre merkezli olan ama bu yıl merkezi ABD’ye alınan Robocup Federasyonu’nun yönetim kurulu üyeleri arasında, Boğaziçi Üniversite Mühendislik Dekanı Levent Akın da var.
* RoboCup 2011’in stratejik ortağı Türkiye Futbol Federasyonu.

İSİMLERİ TOSUN PAŞA FİLMİNDEN

Robot bilimci, Çetin ve Tekin Meriçli kardeşler; “Robotlar maç yaparken tribündeki gibi ateşli tezahüratlar yapıyor musunuz?” sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Kalp krizi geçirecek kadar heyecanlanıyoruz. Makineye ne yapması gerektiğini programlarla öğretseniz de büyük sürprizler yaşatıyorlar. Mesela, tam kalenin önüne geliyor, top ayağında önü boş ama golü atmıyor. ‘Niye atmıyor’ diye saç baş yoluyorsunuz. Bazen de minicik yerlerden gol atıyor. Uzun süre robotlara isim vermedik ama sonra Tosun Paşa filmindeki Lütfu, Daver, Suphi, Tosun ve Bekir’in adlarını koyduk.”

ROBOT HAKLARI, ETİĞİ VE TERAPİSTLERİ OLACAK

RoboCup Olimpiyatları’nın Türkiye’de yapılmasına öncülük eden üç önemli isim var. Levent Akın, Çetin Meriçli ve Tekin Meriçli. Üçü de Boğaziçi Üniversitesi’nden. Üçü de robot bilimi konusunda uzmanlaştıklarından kendimi uzaylılarla sohbet ediyormuşum gibi hissettirdiler. Biz daha insan hakları meselelerini çözememişken; robot hakları, etiği ve terapistleri gibi konulardan bahsediyorlar.
RoboCup’ın Türkiye’ye getirilmesine en fazla emeği geçenlerden Prof. Levent Akın, robotların gündelik hayatımıza nasıl gireceğini şöyle anlatıyor: “Yalnız yaşayanlar için can yoldaşı robot projemiz var. İlacını zamanında almasını hatırlatacak, ambulansa haber verecek, belki kitap okuyacak. Bunun yüzde 70’ini laboratuvar ortamında çalıştırıyoruz. Gerçek ortamda çalışması için de en fazla 10 yıl beklememiz gerekecek.”


Akın’ın bu anlattıklarına en azından bilim-kurgu roman ve filmlerinden aşina olduğumdan pek şaşırmadım. Ama öyle bir şey söyledi ki, uzun bir süre yüzüne boş boş baktım: “Ütopik şeyler var. İnsan bilincini bir robota aktarıp, beden ortadan kalksa bile, robotun içinde yaşatmaya çalışan araştırmacılar var. Bu konu robot bilimciler arasında tartışılıyor ve çalışmaları yapılıyor.”


Akın’ın lafının şaşkınlığını üstümden atamamışken, Çetin Meriçli konuya bir başka yerden girip iyice sarstı: “Robotlar bir süre sonra, süpürüp bir köşeye kaldırdığınız elektrik süpürgesi gibi gelmeyecek. Onlarla duygusal bağlar kurulucak. Evde şu an kedi köpeğinizle nasıl bir bağınız varsa aynen öyle olacak. Hatta robot etiği ve hakları gibi konular konuşulacak. Belki ileride robot terapistleri olacak.”

Meriçli’ninki havada kalan bir iddia değil. Bunu mühendis zekasıyla bilimsel bir zemine çoktan oturtmuş bile. Doktora tezi, robotları, insan gösterimiyle eğitmek üzerine. Yani robotlar insan içine girdiklerinde, ne yapması gerektiğini tıpkı ailelerin çocuklarına öğrettiği gibi öğrenecek. Bir başka iddiaları daha var: Önümüzdeki yıllarda Google ve Facebook gibi şirketlerin yaptığı atılımı robot şirketleri yapacak ve borsaya çok büyük robot şirketleri girecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

iyi ve güzel...