ABD'de düzenlenen Üniversiteli
Mucitler Yarışması'nı kazanan doktora öğrencisi İnanç Ortaç, kanser tedavisine
yönelik keşfiyle bilim dünyasında heyecan yaratırken, başta ailesi olmak üzere
Türkiye'nin de gurur kaynağı oldu. Yarışma, ABD Başkanı Barak Obama'nın da
büyük önem verdiği bilim ve teknoloji programı çerçevesinde düzenlenmişti.
Çalışmalarını California Üniversitesi
bünyesindeki Moores Kanser Merkezi'nde gerçekleştiren 31 yaşındaki Ortaç; ABD
Ticaret Bakanlığı'na bağlı Patent ve Marka Ofisi, küresel sağlık şirketi
Abbott'un kurduğu sivil toplum kuruluşu Abbott Fund ve Kansas merkezli Ewing
Marion Kauffman Vakfı tarafından finanse edilen yarışmada, doktora öğrencileri
kategorisinde yarışan yüzlerce rakibini geride bırakmaya başardı.
Fiber optiğin mucidi Donald Keck,
balon kateterin mucidi Thomas Fogarty, kalp pilinin mucitlerinden Alois Langer
ve mikroişlemcinin mucitlerinden Marcian E. Hoff'un da aralarında bulunduğu
jüri üyelerinin birinciliğe layık gördüğü Ortaç, icadı için yaklaşık beş yıl
harcadı.
Ortaç'ın "Kanser Terapisi için
Nano-Wiffle-Topları" ismini verdiği çalışması, adını beyzbol benzeri bir
spor dalı olan "Wiffleball"'dan alıyor. Söz konusu tedavi yönteminde;
camın ana maddesi olan silikadan yapılan, "Wiffle" topunun milyonda
biri büyüklüğündeki yuvarlak bir kafesin içine yerleştirilen enzimler, bağışıklık
sistemine takılmadan kanser hücrelerine ulaştırılıyor.
Kemoterapinin
Yan Etkilerini Ortadan Kaldırıyor
Genç
mucit, keşfettiği yöntemin işleyişini şöyle özetledi:
"Farklı organizmalardan
edindiğimiz enzimleri bir nano-kafesin içine koyuyoruz. Bu nano-kafesin
boyutları insan saç telinin yaklaşık binde biri. Bu enzimler bakteri gibi
organizmalarda belirli görevler için üretildiği için normalde bağışıklık
sistemi tarafından tespit edilip vücuttan atılıyorlar, hedef dokuya bile
ulaşamıyorlar. Ama bizim nano-kafesler sayesinde bağışıklık sistemine görünmez
oluyorlar ve böylece, önce bu enzim dolu nano-kafesleri hedef dokuya (tümör
veya metastatiklezyonlar) ulaştırıyoruz. Daha sonra aktif olmayan dolayısıyla
toksik olamayan ilacı dolaşım sistemine veriyoruz. Aktif olmayan ilaç her yere
ulaşmasına rağmen bir etkinlik göstermiyor dolayısıyla yan etki oluşturmuyor.
Ama kanserli dokuya (tümöre) ulaştığında, oraya bizim daha önce gönderdiğimiz
nano-kafesler içindeki enzimler tarafından aktif hale getiriliyor. Böylece
ilacın toksititesinden sadece kanserli hücreler etkilenmiş oluyor."
Klinik
Denemeler Birkaç Yıl İçinde
Şu an kanser tedavisi için uygulanan
kemoterapideki en önemli sorunun, ilaçların kanserli dokunun yanında sağlıklı
dokuları da etkilemesi olduğunu belirten Ortaç, “Bu sağlığı tehdit edici yan
etkilere neden oluyor ve dolayısıyla ilaçların düşük dozlarda kullanılıp
etkinliklerinin kısıtlı olmasına yol açıyor. Benim geliştirdiğim teknoloji ise
ilaçların sadece kanserli hücreleri etkilemesini sağlıyor, böylece yan etkiler
yok ediliyor” dedi.
Kurmuş olduğu DevaCell şirketinin
çatısı altında bu teknolojiyi geliştirmeye devam ettiklerini ifade eden Ortaç,
“Şu an klinik öncesi araştırma aşamasındayız ve ilk uygulama alanları olarak
kolon kanseri, pankreas kanseri, akut lenfoblastik lösemi ve metastatik göğüs
kanseri üzerinde çalışıyoruz. Önümüzdeki birkaç yıl içinde klinik denemelere
başlamayı planlıyoruz” diye konuştu.
Üzerinde çalışmakta oldukları tedavi
yönteminin, kanser dışında daha birçok hastalığa da uygulanabileceğini söyledi.
Tez danışmanının California
Üniversitesi'nden Prof. Sadık Esener olduğunu belirten Ortaç, projesini büyük
ölçüde Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü ve Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından
sağlanan bütçeyle gerçekleştirdiğini sözlerine ekledi.
Obama'nın
Gözü Üzerinde
Ortaç, Washington'daki ödül töreninin
ardından Beyaz Saray'da ABD Başkanı Obama'nın teknoloji ve bilim konularındaki
üst düzey danışmanı John Holdren ile bir araya geldi.
Görüşmeye Obama'nın 2009'da yarattığı
"Baş Teknoloji Sorumlusu" pozisyonuna geçtiğimiz Mart ayında atadığı
Todd Park da katıldı.
Holdren görüşmede, kanser
tedavisindeki yan etkilerin azaltılmasının Obama'nın bilim politikasındaki en
önemli önceliklerden biri olduğunu belirtti.
Ortaç'ı kanserle mücadele konusunda
böyle yenilikçi bir çözüm geliştirdiği için tebrik eden Holdren, başarılı Türk
bilim adamının bundan sonraki çalışmalarını da yakından takip edeceğini ve
gelişmelerden Obama'ya bizzat bahsedeceğini soyledi.
"Onunla
Gurur Duyuyoruz"
Ailesi Sakarya'da yaşayan İnanç
Ortaç'ın babası Kadri Ortaç inşaat mühendisi, annesi Aslıhan Ortaç ise
ekonomist.
Baba
Kadri Ortaç, yaşadıkları mutluluğu şu sözlerle ifade etti:
"ABD'de bu kadar önemli bir
yarışmanın birincisi olarak hem bizi hem de Türkiye'yi gururlandırdı. Kanser
gibi çağın hastalığı konusunda çözüm arayan bir çocuğumuz olduğu için de ayrıca
gururlanıyoruz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
iyi ve güzel...