Şanlıurfa’nın 15 kilometre kuzeydoğusunda yer alan ve
Neolitik döneme ait yerleşim birimi olduğu belirlenen Göbeklitepe, ilk kez 1963
yılında İstanbul Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi’nden görevlilerin yüzey
araştırmaları sırasında fark edilmişti. Geçtiğimiz günlerde, Der Spiegel
Dergisi’nde çıkan makalede, Hz. Adem ve Havva’nın burada yaşadığı iddiaları yer
aldı. Yetkililer, Göbeklitepe’de sürdürülen arkeolojik kazılarda, “Tarih öncesi
yaşam ve uygarlığa geçişle ilgili yerleşik bilgileri altüst edecek buluntulara”
rastlanıldığını söyledi.
Şanlıurfa Valisi Yusuf
Yavaşcan, Göbeklitepe’de gerçekleştirilen arkeolojik kazı çalışmalarından elde
edilen bilgilerin insanlık tarihine yeni açılımlar getireceğini belirtti.
Yavaşcan, bölgede yapılan kazı çalışmalarında Neolitik döneme ait 11 bin 500
yıllık kalıntılara rastlandığını anımsattı.
Dünyanın en eski
tapınaklarının bölgede olduğuna dair bilgilerin bulunduğunu aktaran Yavaşcan,
bölgede 10 yıldan beri kazı çalışmalarının devam ettiğini ve burada 80 bin
metrekarelik alanın Kültür ve Turizm Bakanlığınca 1. derecede SİT alanı olarak
ilan edildiğini kaydetti.
Yapılan kazı çalışmalarının
henüz bölgede yüzde 1’lik alanı kapsadığını ifade eden Yavaşcan, şöyle devam
etti:“Hz. Adem ve Havva’nın burada yaşadığını hayalimizden geçirmek insana
heyecan veriyor. 11 bin 500 yıl öncesinden bahsediyoruz. Burada ilk yerleşimin
kurulduğu ifade edilmekte. Göbeklitepe adını Avrupalı bilimadamları çok iyi
biliyorlar. Buranın en önemli özelliği Neolitik dönemde ilk yerleşim birimi
olması. Bunun yanı sıra ilk tapınaklar da burada. Bugüne kadar bilinen en eski
tapınak Malta Adası’ndaki bir tapınaktı ve M.Ö. 5 bin yıllarına ait, yani 7 bin
yıl öncesine. Mısır’daki tapınaklar ise 6 bin yıllıktır. Buradaki tapınaklar
ise 11 bin 500 yıllık. Der Spiegel Dergisi’nde çıkan makalede Hz. Adem ve
Havva’nın burada yaşadığı söyleniyor. Buradaki kazılardan elde edilen bilgiler,
insanlık tarihine yeni açılımlar getirecektir, bunu iyi kullanmalıyız. Amacımız
Avrupalı turistlerin buraya getirtilmesi ve Şanlıurfa ile Türkiye turizmine
katkı sağlamasıdır.”
Bölgede her yıl
eylül-ekim aylarında kazı çalışmasının yapıldığını bunun da uzun yıllar
alabileceğini kaydeden Yavaşcan, “Burada kepçeyle hafriyat yapılamaz. Ancak
ekip sayısı çoğaltılarak kurtarma çalışmaları yapılabilir” dedi.
Şanlıurfa’da bölgeyle
çağdaş başka yerleşim yerlerinin de bulunduğunu ve bunların Hamzan Tepe, Sefer
Tepe ile Balıklıgöl çevresinde olduğunu aktaran Yavaşcan, kazı işlemlerinin
şimdilik sadece Göbeklitepe’de yapıldığını sözlerine ekledi.
‘YERLEŞİK BİLGİLERİ ALTÜST EDECEK BULUNTULAR’
Şanlıurfa Kültür ve
Turizm Müdürü Selami Yıldız ise, Göbeklitepe’de sürdürülen arkeolojik
kazılarda, “Tarih öncesi yaşam ve uygarlığa geçişle ilgili yerleşik bilgileri
altüst edecek buluntulara” rastlanıldığını söyledi. Yıldız, yaptığı açıklamada,
bölgenin Milattan Önce 9 bin 500, yani günümüzden 11 bin 500 yıl öncesindeki
Neolotik döneme ait bir yerleşim merkezi olduğunun tespit edildiğini belirtti.
Şanlıurfa il merkezinin
15 kilometre kuzeydoğusunda, Örencik köyünün yakınlarında bulunan
Göbeklitepe’nin adını bölgede bulunan “taş yatır mezardan” aldığını anımsatan
Yıldız, kazı alanının ilk kez 1963 yılında İstanbul ile Chicago
üniversitelerinin karma projesinde gerçekleştirilen yüzey araştırmasında
bulunduğunu, 1995 yılında Şanlıurfa Müze Müdürlüğü başkanlığında ve Alman
Arkeoloji Enstitüsü’nden Arkeolog Doç. Dr. Klaus Schmidt danışmanlığında kazı
çalışmalarına başlanılmasının kararlaştırıldığını kaydetti.
‘KAZI BU HIZLA DEVAM EDERSE 1000 YIL SÜRER’
Kazı çalışmalarının
finansmanının Alman Arkeoloji Enstitüsü’nce karşılandığını hatırlatan Yıldız,
şöyle devam etti:“Cilalı Taş dönemine yani çanak çömleksiz dönem diye tabir
edilen Neolotik dönemli Göbeklitepe yerleşimi 80 bin metrekarelik alanı
kapsamaktadır. 1996 yılından bu yana her yıl ancak 2 aylık süre zarfıyla
sınırlı yapılan arkeolojik kazılarla, bu alanın ancak yüzde 1’inde arkeolojik
kazı yapılmıştır. Bu hızla devam edecek kazı, basit hesaplamayla 1000 yıl gibi
süreyi göstermektedir. Kazı çalışmalarının daha profesyonel şekilde ele alınıp,
hızla yapılması gerekir.”
BÖLGENİN DİNSEL BİR MERKEZ OLDUĞU KANISI...
Bölgede bugüne kadar
çapları 15 metreye varan 5 alanın ortaya çıkarıldığını bildiren Yıldız, şöyle
devam etti: “Yapılan arkeolojik kazılar olağan dışı buluntularıyla, bölgenin
dinsel bir merkez olduğu kanısını uyandırmaktadır. Kazılarda ele geçen alet ve
artıkların iyi kalitede çakmaktaşından yapıldığı anlaşılmaktadır. Bazalttan
satır, havan, öğütme taşı gibi yüzey buluntularının yanı sıra kazıda, kazı
bezekli taş kap parçaları gibi bazalt ve kireç taşından çok zengin çeşitlenmesi
olan buluntular elde edilmiştir. Ayrıca çıkarılan ilginç buluntular arasında
timsahı temsil eden bir sürüngen kabartması, ağzı açık, dişleri korkutucu
şekilde betimlenen bir canavar kafatası, erkeklik organı abartılı olarak tasvir
edilmiş bir heykelcik gibi o dönem insanlarının inançlarını yansıtan
buluntulardır. Göbeklitepe’de sürdürülen arkeolojik kazılarda, tarih öncesi
yaşam ve uygarlığa geçişle ilgili yerleşik bilgileri altüst edecek buluntulara
rastlanıldı.”
DÜNYANIN BİLİNEN EN BÜYÜK VE EN ESKİ TAPINAĞI
Yerleşkede yapılan her
keşfin arkeoloji dünyasındaki mevcut bilgilerin yenilenmesine vesile olduğunu
öne süren Yıldız, “İnsanoğlunun tek tanrılı dinlerden önceki çok tanrılı döneme
ait ilk tapınağı, Milattan Önce 5 bin yıl tarihli Malta Adası’ndaki tapınak
olarak biliniyordu. Göbeklitepe’de gerçekleştirilen kazı çalışmalarında ortaya
çıkarılan tapınağın, dünyanın bilinen en büyük ve en eski olma özelliğini
taşıdığı bilimsel verilerle kanıtlandı” şeklinde konuştu.
GÖBEKLİTEPE
Şanlıurfa’nın 15
kilometre kuzeydoğusunda yer alan ve Neolitik döneme ait yerleşim birimi olduğu
belirlenen Göbeklitepe, ilk kez 1963 yılında İstanbul Üniversitesi ve Chicago
Üniversitesi’nden görevlilerin yüzey araştırmaları sırasında fark edilmişti.
Bölgede kazı çalışmaları,
1996 yılından itibaren Şanlıurfa Müzesi ve Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü’nce
ortak olarak yürütülüyor.
Şimdiye kadar ki
arkeolojik kazı çalışmalarında, çanak çömleksiz Neolitik döneme ait 11 bin 500
yıllık, yabani hayvan figürlü “T” biçimli, dikili taşların yanı sıra, çapları
15 metreye varan daire ve dikdörtgen biçimli 5 alan bulunuyor.
NTV-MSNBC VE
AJANSLAR
Güncelleme: 10:33
TSİ 06 Haziran 2006 Salı
iyiturks notu: İyiturks olarak iyi ve güzel haberlerin peşinde kaynak
bulmada sıkıntılar yaşarken, karşımıza çıkan bir kelime dünyadan ve gerçek
gündemden ne kadar da kopuk olduğumuzu gösterdi. Google trends'e baktığımızda
Amerika'da Hot trends alanında 5. sırada "Göbeklitepe" karşımıza
çıktı. Buradan yola çıkarak yaptığımız araştırmalarda bu bilgilere ulaştık.
Ulaştığımız bilgiler konusundaki cahilliğimiz bizi mahcup etti. Bunu telafi
etmek için, konu hakkındaki bilgileri sizlerle paylaşmak istedik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
iyi ve güzel...