Mutlu bir evliliğin formülü, depresyondan kurtulmanın yolları, yalnızlığın sebepleri ve çocuk eğitiminin püf noktaları... Hz. Mevlâna'nın 7 asır öncesinden bu günün insanına önerileri var.
Son günlerini yaşadığımız 2010, aynı
zamanda Hz. Mevlâna'nın Sevgilisine vuslatının (vefatının) 737. yıldönümü ve
her geçen yıl daha çok insan, 7 asır önce Konya'da yaşayan bu büyük alimin
anlattıklarından etkileniyor. Her aralık ayında, Konya'da yapılan törenlere
dünyanın dört bir tarafından binlerce insan geliyor. Mesnevi, dünyanın en çok
satan kitapları listesinde. Peki modern zaman bireyleri asırlar önce yaşayan bu
İslam aliminin anlattıklarında ne buluyor? Selçuk Üniversitesi Mevlâna
Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Dr. Nuri Şimşekler, bu soruya "Dertlerine
deva buluyorlar. Çünkü derdi olmayanın Hz. Mevlâna'yı anlaması zor."
cevabını veriyor. Hz. Mevlâna'nın anlattıkları, günümüz insanının büyük
problemlerine pratik ve kolay çözümler, kolayca uygulanacak formüller sunuyor.
Şimşekler, günümüz insanının en yaygın sıkıntılarına Hz. Mevlâna'nın sunduğu bu
pratik formülleri, bizim için derledi. Bu zamanların en yaygın derdi depresyon
için Mevlâna, 7 asır öncesinden şu öğütte bulunuyor: "Ey oğul, özgür ol, kopart
zincirlerini, daha ne zamana kadar paranın pulun esiri olacaksın?"
Evlilik problemleri içinse anlayana
büyük mesajlar içeren şu cümleleri kurmuş: "Her şeyin başı sevgidir."
ve "Sevgiyle padişah, köle yapılır." Sadece depresyon ve evlilik
problemleri için değil, çocuk eğitimi, yaşlanma korkusu ve yalnızlık gibi
günümüzün yaygın problemler için Hz. Mevlâna şunları söylemiş:
Gamdan
başka bir şeyden neşelenme!
Depresyon modern zaman bireylerinin en
yaygın psikolojik sorunu. Can sıkıntısı da öyle. Hz. Mevlâna'ya göre yoksulluk
ve hastalık gibi bu sıkıntılar da gerçek dertler değil. Onun için insanı eleme
sevk eden en büyük sıkıntı Allah'tan ayrı kalmak. Mevlâna bedenden ayrı kalan
bir uzvun işe yaramadığı gibi aslından, yani kendini yaratan Yüce Allah'tan
uzak kalan kişilerin de 'eksik' ve 'işlevsiz' olacağını vurgular. Dolayısıyla
dünyalık dertleri için sıkıntıya giren insanlara "Kopart zincirlerini,
esiri olma onların." önerisinde bulunuyor. Mevlâna insanın sıkıntılarının
ancak, 'dertlerin insanı yoğurup yetiştirdiğini' anlamakla göğüslenebileceğini
belirtir ve şu beyiti söyler: "Gamdan neşelen, ondan başka bir şeyden
neşelenme!" Mevlâna bu konuda, dibine gübre atılan gül fidanı bu kötü
kokuya sabredip güzel bir kokuya kavuşuyorsa ve yine dikenine sabreden gül
kadife gibi bir tene sahip olabiliyorsa, dert ve sıkıntıya sabreden kişilerin
de çektikleri derdin tam tersi, hatta daha fazlası rahatlığa kavuşacaklarını anlatır.
Erkek
cesur olsa da karısının esiridir
Modern psikolojinin yenilerde
keşfettiği 'optimist' bakış açısını Mevlâna, insan ilişkilerinde özellikle de
evliliklerde bir formül olarak sunuyor: "Sevgiyle acılar, tatlılaşır;
bakırlar altına dönüşür. Muhabbetle tortular, berraklaşır; dertler, şifa verir.
Muhabbetle ölü, canlandırılır. Sevgiyle padişah, köle yapılır." Unutmamalı
ki hiçbir şey mükemmel değildir ve eksiklikleri vardır. İnsan gözüne eksiklik
görme gözlüğü takarsa hiçbir zaman mutlu olmayacaktır. Evlilikte erkekle kadın
arasındaki sevgi bağına dikkat çeken Mevlâna, böyle olmadığında da sorumluluğu
erkeğe yüklüyor. Büyük alim erkeğin kadına olan sevgisinin-meylinin bunun ilacı
olduğunu belirtip şunları söyler: "İnsan, yiğitlikte Zaloğlu Rüstem bile
olsa, Hamza'dan bile cesur olsa yine de hükmetme hususunda karısının esiridir.
Görünüşte su, ateşten üstündür... Fakat ikisinin arasına bir tencere (sevgi)
girdi mi ateş o suyu kaynatır, buharlaştırır, yok eder. Görünüşte su nasıl
ateşten üstünse sen de kadından üstünsün; fakat hakikatte ona mağlupsun, onu
istemektesin. Kadınlar, akıllı erkeklere karşı galip gelirler; fakat cahil
kişiler kadınları mağlup ederler. Bu tür cahiller, sert ve kaba olan
insanlardır. Bunlarda acıma, lütfetme ve sevme duygusu azdır; çünkü
yaratılışlarında hayvanlık duygusu üstündür. Sevgi ve acıma insanlık
özelliğidir, hiddet ve şehvet ise hayvanlık."
Çocuklar
oyunla olgunlaşır
Mevlâna çocukların ilk öğretmeninin
anne olduğunu söyler ve henüz bebek olduğu dönemlerde bile sözlerine dikkat
etmesi gerektiğini vurgular. Çocukların üslubunu bu dönemde duyduklarının
belirlediğini düşünür. Çocukların oyunlar vasıtasıyla olgunlaştığını söyler.
Modern bilim bunu daha yeni 'oyunla eğitim' formasyonu olarak kavramlaştırdı.
Gençliğin
kıymetini, yaşlılığın hikmetini bil
Mevlâna yaşlı kadınların kendilerini
genç göstermek için yüzlerini boyamasını yadırgamış. Kendilerini komik duruma
düşürdüklerini düşünmüş. Onlara hep 'geçmişi bırakıp kaza ve kadere
teslimiyetle yaşadıkları dönemin kıymetini bilmelerini' öğütlemiş. Mevlâna
yaşlanmaktan korkan veya gençliğine özlem duyanlara şu öneride bulunmuş:
"Yarın yaparım deme; nice yarınlar geçti. Ekin zamanı tamamıyla geçmesin,
uyanık ol!"
İyi
dostlar edinmek için iyi bir dost ol
İnsanlık var oldu olalı belki de hiç
bu kadar kolay iletişim kurmamıştı. Aklına gelen kişiyle nerede olursa olsun
anında konuşabilme imkânına sahip. Ama modern zaman bireylerinin tüm bu
imkânlara rağmen en yaygın problemlerinden biri 'yalnızlık'. Sanal âlemde
yüzlerce arkadaşı bulunan, cep telefonunda onlarca numara kayıtlı olan yalnız
insanlar yığını dolaşıyor sokaklarda. Akrabalık ilişkileri de eski zamanlara
göre çok zayıf. Hz. Mevlâna, bu dertten muzdarip günümüz insanına şu öğütlerde
bulunuyor:
- Sen dost ol da sayısız dost gör; fakat dost olmazsan dostsuz, yardımsız kala kalırsın.
- Hep 'ben' diyen arkadaş bulamaz.
- Dostları arayıp onların halini hatırını sormayı, gerekli bil; ister yaya olsun, ister atlı.
- Temizlerin muhabbetini ta canının içine dik! Gönlü hoş olanların muhabbetinden başka muhabbete gönül verme!
- Yürü, tez bir Allah dostu ara. Böyle yaptın mı, Allah, senin dostun olur.
- Bilgisiz adam bir müddet seninle gönül arkadaşlığında bulunsa bile, nihayet cahillikten sana bir yara vurur.
- Tatlı sözlü cahil dostun sözlerine pek kapılma! O sözler, eskimiş, yıllanmış zehre benzer.
- Akraba olanlar birbirlerine sevgilerini dile getirmek zorunda değildir; akrabalık zaten sevginin ta kendisidir.
- Ev komşusu önemlidir, ama gönül komşusu daha önemlidir.
- Eğer anlarsan komşunun iyi ya da kötü yaşam tarzı sana öğüttür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
iyi ve güzel...