Efendi Kral


Toshack benim için çok önemli bir insan. Teknik adamlığı tartışılabilir ama insan olarak ondan çok şey öğrendim. Öncelikle sabretmeyi öğrendim. Senin üzerindeki birinin kararlarına itaat etmeyi öğrendim. Hayata bakış açım değişti.

Türk futbol tarihinin en önemli günlerinden biri 15 Mayıs 2010 olarak anılacak kuşkusuz. Saatler 21.50’yi gösterirken Kadıköy’de Şükrü Saracoğlu Stadı’ndaydım. Bursaspor olmaz denileni yapmıştı. “Beşinci takımın şampiyon olmasına izin vermezler” inancını yıkmıştı. Bu başarının mimarı, taraftarın deyimiyle “Adam gibi adam” Ertuğrul Sağlam’dı.
O kadar çok hayatını değiştiren olaylarla karşılaşmış ki Ertuğrul Sağlam. O kadar çok “kader anı” yaşamıştı ki… Bursaspor’daki mütevazı kadrosuyla Türkiye Ligi’nin en büyük başarısını kazanmanın altyapısını büyük hayal kırıklıkları, sabırlı bekleyişler, kritik tercihler hazırlamıştı. Çalışmanın, inancın, aklın ve tabii ki aileden gelen inanılmaz bir terbiyenin sonucunda Ertuğrul Sağlam vardı artık.

Futbolla ilk ne zaman tanıştın?
Futbola ilkokul 4.sınıfta başladım. Zonguldak Ereğli doğumluyum ve Cumhuriyet İlkokulu’nda okuyordum. İlkokullar arası turnuvada gol kralı olunca Erdemir Ereğlispor’un altyapısına çağrıldım. Lisedeyken Genç Milli oldum.

Toshack döneminde stoper mevkiide oynarken bir santrafor olarak üzülmedin mi?
Üzülmez olur muyum. Yanına gittim ve “Son 3 sezonda 75 gol attım. Geçen sezon da 19 golüm var. Neden beni savunmaya çekiyorsunuz” dedim. O da, “Ben böyle istiyorum. Sen işine bak!” yanıtını verdi. Şaşırdım. Ya kalacaktım ya gidecektim. Tercih yaptım ve sabrettim. Toshack benim için çok önemli bir insan. Teknik adamlığı tartışılabilir ama insan olarak ondan çok şey öğrendim. Öncelikle sabretmeyi öğrendim. Senin üzerindeki birinin kararlarına itaat etmeyi öğrendim. Hayata bakış açım değişti.

Bunlar Bursaspor’daki başarında rol oynadı mutlaka.
Kesinlikle. Buradaki oyuncu grubum hep bana saygılı davrandı. Ben de onlara başından beri açık oldum. Her kritik dönemde onlarla konuştum. Nasıl ben Beşiktaş’ta verilen her görevi yapıp halkın saygısını kazandıysam onlar da benim kararlarıma saygı gösterdiler. Bu açıdan çok şanslı bir çalıştırıcıyım. Ekip olarak çok çalıştık, çok inandık. Kritik dönemlerde de bize inananların duaları devreye girdi.

Büyük bir iş başardınız. Diğer yandan Mourinho da dünyayı sallıyor. Sence bir teknik adamın başarıdaki rolü yüzde kaçtır?
Yüzde yüz diyebilirim. Bir antrenör gelir takımı şampiyon yapar, diğeri gelir küme düşürür. Takım olgusunun oluşması, oyuncuların özelliklerinin öne çıkması çok önemli. Bu birlikteliği sağlamak ve sorunları aşmak da teknik adamın işi. Örneğin İnter-Bayern finalinde Mourinho ile Materazzi’nin birbirine sımsıkı sarılması teknik adam-futbolcu birlikteliğinin çok güzel göstergesiydi.

Bursaspor’u şampiyon yapmak büyük başarı. Peki, Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray’da bu başarıyı yakalamak bir Türk çalıştırıcı için daha mı zor?
Hayır. Onlar zaten çok önde başlıyorlar yarışa. Ben oyuncularıma şampiyon olabileceğimizi, en azından bu yolda savaşacağımızı anlattım. Devre arasını Beşiktaş galibiyetiyle kapatmamız çok önemliydi. Bu andan itibaren şehir ve yönetim de bizden başarı beklemeye başladı, inançları arttı.

Futbol düzeyi olarak bakarsanız kadronuz ligin en kaliteli kadrosu mu?
Oyuncu kalitesi açısından dördüncü ya da beşinci takımıydık. Ama biz diğer ekiplerin zaaflarını çok iyi kullandık. Onların takım olma konusundaki sıkıntılarını biliyorduk. Bu zaaflarının üzerine gittik. Ekip birlikteliğini sağladık. Oyuncularım hep verebileceklerinin en üst seviyesine çıktı. Biz bir gerçeği ortaya çıkardık Türk futbolunda. Başarı için çok yıldızınızın olması yetmez. Onlardan nasıl performans alacağınız asıl önemli konudur. Çok fazla yıldızı olan değil, takım olmayı başaran şampiyon oluyor dünyada.

Üstünüzde bu kadar baskı varken nasıl başarılı oldunuz?
Aslında biz baskıyı hiç hissettirmedik oyuncularımıza. Bizi baskı altına almaya çok çalıştılar. Ama onların oyuncuları birbiriyle kavga ederken, özel yaşamlarıyla ilgili her gün haberler çıkarken biz takım olarak güle oynaya idman yaptık.

Sezon bittikten sonra büyük kulüplerden teklif almadınız mı?
Yerli, yabancı 10’a yakın kulüpten teklif aldım. Bursaspor’la iki yıl daha sözleşmem var ama tazminatımı rahatlıkla ödeyebilirdi bu kulüpler. Ben Bursa’da yaptığım işi yarım bırakmak istemedim. İlk kez bir Anadolu takımı Şampiyonlar Ligi’nde oynayacak. Bu onuru yaşamak istedim. Bursa halkı, taraftarı, şehri de her şeyiyle insanı motive ediyor. O yüzden ayrılmayı düşünmedim. İstanbul Boğazı’na bile Bursaspor bayrakları asıldı.

Çok kritik maçlarınız vardı şampiyonluk yolunda.
Evet. İnönü’de Beşiktaş’ı yendiğimiz maç örneğin. Beşiktaş’tan ayrıldıktan sonra İnönü’ye dönmek benim için çok duygusaldı. Seyircinin ve oyuncuların tepkisinden çok etkilendim. 2-1 yenikken Sercan’ı oyundan alıp Ömer’i santrafora sürmüştüm. Çoğu kişi “Bu adam ne yapıyor” demiştir. Ama biz maçı kazandık. Aynı şekilde Fenerbahçe’yi 2-0 geriden gelip yendik. Ama en önemli dönüm noktalarından biri Fenerbahçe’yle oynadığımız kupa rövanşıydı. Ben bütün hafta, “Onlar bize iki dakikada iki gol atıyorsa biz de onlara iki dakida iki gol atarız” dedim. Ve bunu yaptık. 3-0 öne geçtik ama son saniyede elendik. Galatasaray’la oynadığımız maç sezonun en iyi karşılaşmalarından biriydi. Sonunda hak ederek şampiyon olduk. Ama şunu da söylemeliyim, Fenerbahçe de en az bizim kadar şampiyonluğu hak etti.

Yeni sezonda yeni bir Bursaspor izleyeceğiz galiba.
Kadromuzu kuvvetlendireceğiz. Vederson istediğimiz bir oyuncuydu. Riquelme ve Nonda’yla ilgilenmedik. Gelirlerimizi hesaplayıp açığımız olan yerlere kaliteli isimler alacağız. Gelecek sezon da herkes bizi yenmeye oynayacak. Ama biz buna son 10 haftada alıştık. O yüzden yeni sezonda zirve yarışında olmaktan başka bir düşüncemiz yok.

Ertuğrul Sağlam futbol dışında ne yapar? Ailesi ile nereye gider örneğin?
1,5 yıldır tatil yapmıyorum. Bursa’da ev kiralanmasına karşın 1,5 yıldır tesislerde kaldım. Kalkar kalkmaz işimin başında olayım, işim bitince de yatağıma gideyim diye. Seyahatlerimiz de hep işimizle ilgili oldu. Belki eşim ve çocuklarımla bir hafta tatil yapabiliriz. Onlar çok şikâyetçi ama bir yandan da yaşamımızın bu şekilde geliştiğini kabullendiler artık.

Gitmek istediğin, özlediğin yerler var mı?
Babam Gümüşhane’nin Torul İlçesi’nin Zigana Köyü’nden gelmiş Ereğli’ye. Zigana İsviçre Alpleri’ni andıran çok güzel bir yer. Anadolu’nun her yerini aynı severim. Akçokoça’yı, Samsun’u.

SkyLife - Temmuz 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

iyi ve güzel...